1. Haberler
  2. Cemal Şencan
  3. SERTLİĞE HAYIR – SUSKUNLUĞA ASLA

SERTLİĞE HAYIR – SUSKUNLUĞA ASLA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sert çizgiler, çatık kaşlar, kalın ve yüksek tonlu konuşmalar sert ve uzlaşmacı olmayan bir insan tiplemesidir ve totaliter rejimler dışında siyasette başarılı olduğu hiç görülmemiştir. Aynı çizgilere ve tanıma sahip, suskunluğu tercih edenler de ne yazık ki iyi bir politikacı tiplemesi sınıfına dahil olamadıkları gibi, başarısızlıkta genel olarak
birincisinden daha da önde gelirler.
Demokratik rejimlerde; yumuşak davranışlar, çevresindeki insanlara karşı ilgili, değişik öneri ve fikirlere açık, dinleme, algılama ve hoşgörü duyguları gelişmiş, karşısındaki konuşurken onu dikkatle ve ilgiyle dinlediğini hissettiren, güven veren özellikleri üzerinde taşıyanlar ise çok başarılı politikacılar olarak tarihe geçmişlerdir.
Bunlardan ayrı olarak; toplumun yararına olan değişik konuları sürekli gündeme getiren, onları canlı tutan, yaptırım gücüne sahip olanların ilgilerini bu noktalara yoğunlaşmasını sağlayarak amacına ulaşanlar da vardır.
Halkımızın bir zamanlar “yahu şu adamın ağzının payını veren birisi yok mu?” diye hayıflandıklarını çok iyi hatırlıyorum. Bu gün ise halkımızın değer yargıları çok değişmiştir. Bu değişikliği gönülden onaylıyoruz. Demek oluyor ki; halkımız artık kavga, küfür istemiyor. Peki ne değişti de “hiç olmazsa yürek soğutan bir çift sert sözü” de istemez hale geldik. Bunun iki nedeni var. “Birincisi; her türlü olumsuzluk o kadar meşru ve aleni ki, gizlenecek veya savunulacak hiçbir haklı nedenin kalmayışı. İkincisi ise; içte ve dışta çözümsüzlük batağına saplanmış ülke sorunlarının yanında, kendi sorunlarını haykırmaya hakkının olmadığı düşüncesinin hakimiyetidir.”
Bunların ikisi de; çözümsüzlüktür, başarısızlıktır, hayal kırıklığıdır, halkın ihanete uğramasıdır ve en kötüsü “umutsuzluktur”.
Sertlik yanlısı olmak; her şeye rağmen haklı çıkma çabalarıdır.
Suskunluk ise; basiretsizlik, güvensizlik, yetersizlik ve her şeyi kabullenmektir.
Bunların ikisini de demokrasinin içine sığdırmaya çalışmak; sistemin yozlaşmasına ve anti-demokratik güçlerin faal hale gelmesine zemin hazırlamaktır.
İşte bu noktada; birisinin hırçınlığını törpülemek, diğerinin dilini çözmek; basın-yayın organları, düşünürler, yazarlar, çizerler başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri; uyumlu çok sesliliğin oluşmasını sağlamak için devreye girmek zorundadırlar.
Halkın sağlığı, güvenliği başta olmak üzere; insanca yaşamı gerektiren olanakların sağlanması, açık rejimlerin öncelikli görevleridir.
Sorunların çözümünde; izlenecek açıklık politikası ile, halkta güven duygusunun oluşmasını sağlayarak desteğini kazanmak, başarının çıkış noktasıdır.
Ülke güvenliğini ve geleceğimizi tümüyle ilgilendiren önemli konularda, yasalar uygun olsa dahi halkın genel eğilimleri dikkate alınmadan ve uzlaşma sağlanmadan “ben yaptım oldu” mantığını meşru kılmaya çalışmak; dönüşü zor olan yolun açılmasına zemin hazırlamaktır.
Açık olalım, dürüst olalım ve her şeye ön yargısız sevgiyle yaklaşıp, saygılı olalım.
Saygılarımla.
 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!