ŞARK KURNAZLIĞINI BENİMSEDİK Mİ?
Şark kurnazlığı, doğu dünyasının anlayış, görgü ve davranış gibi özellikleri çerçevesinde zamana yayma, boşvermişlik, nemelazımcılık içeren uzun vadeli planlar yaparak bir işte karşı taraftan istediğini elde etme işi olarak tanımlanır.
Bu deyim kim tarafından ne şekilde ve hangi koşullar dikkate alınarak ortaya çıkmış orasını bilemeyiz.
Ancak bu deyimin o toplumda yerleşerek benimsenmesi yine o toplumdaki kişilerin;
Örneğin, riyakar, sözüne güvenilmez, kapkaçcı, düzenbaz gibi özelliklerine bağlıdır.
Kurnaz olarak gördüğümüz bu kişiler – ki buna şark kurnazlığı olan kişilerde diyebiliriz bunlar yeri geldiği zaman amacına ulaşmak için her türlü yolu denerler.
Hatta bu kişiler insanın gözünün içine bakarak yalan söylerler ve söyledikleri yalanlara da kendileri bile inanırlar.
Bu kişilerin bir özelliği de ağzı laf kalabalığı yaparak çok konuşurlar ancak az düşünürler.
Şark kurnazı olarak nitelendirdiğimiz bu kişiler toplumda çoğaldıkça çöküntüler ortaya çıkar.
Bu konuyu yedi sene öncede Mahmutlar Post gazetesinde dile getirmiştim.
Konunun önemi nedeniyle yinelemekte fayda görmekteyim.
Çünkü bir toplumda çöküntülerin başlaması bir yönde uygulanan ekonomik ve toplumsal sisteme bağlıdır.
Eğer o ülkede uygulanan ekonomik sistem bozuksa işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve gelir dağılımında yaşanan adaletsizlik gün geçtikçe daha da artar.
Bu durum, o toplumda ilerde telafisi onarılmaz bir durum yaratır.
Bu durumun giderek artması da toplumda parazit olarak geçinene kişilerin yaşamak için her türlü riyakarlığa ve düzenbazlığa başvurmalarına neden olur.
SONUÇ:
Bir toplumda cari ekonomik sistem gereği faiz ve rant koşulları o topluma egemen olursa,
daha doğrusu o toplum çalışmadan, emek sarf etmeden üretmeden tüketmeye yönelirse daha çok şark kurnazları ortaya çıkar.