Sarıkan’la dobra dobra

Gazetemiz tarafından yapılan özel röportajda, Saadet Partisi Mahmutlar Belde Başkanı Aziz Sarıkan, Mahmutlar halkının merak ettiği birçok soruyu cevaplandırarak, ne kadar dobra dobra bir siyasetçi olduğunu ortaya koymuş oldu. Sizler için soruyoruz;
POLİTİKA HER KİŞİNİN HARCIDIR AMA SİYASET ER KİŞİNİN HARCIDIR.
M.İlhan: Sayın Sarıkan, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
A.Sarıkan: 1975 Alanya / Mahmutlar doğumluyum. İlkokulu Mahmutlarda 50.yıl İlkokulunda, ortaokulu ve liseyi Alanya İmam Hatip Lisesinde tamamladım. Yüksek tahsilimi ise, Konya Selçuk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümünde tamamladım. Askerliğimi, Jandarma Asteğmen olarak Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Pirinçeken karakolunda yaptım. İş hayatıma, Konya menşeli bir gıda şirketi olan Helvacızade A.Ş.de başladım. Daha sonra Antbirlik, Pamuk ve narenciye tarım satış kooperatiflerinde, çeşitli kademelerde yöneticilik yaptım. Sonrasında Mahmutlar Belediyesinde, Belediye Başkanının özel danışmanı olarak göreve başladım. Belediye Bünyesinde kurduğumuz ARGE çalışma biriminin başkanlığını yaptım. Halkla ilişkiler bölümünde sosyal danışmanlık görevini yürüttüm. Sizin de bildiğiniz gibi, 2009 yılı mart ayında yapılan yerel seçimlerde Saadet Partisinde Belediye Başkan adayı oldum.
SAADET PARTİSİNDEN ADAY OLARAK KENDİMİ FEDA ETTİM.
M.İlhan: Sizi Belediye Başkan adayı olmaya iten nedenler nelerdir?
A.Sarıkan: Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Belediye Başkan adayı olmak çok büyük cesaret ister. Hele bir de tabanı olmayan bir partiden aday olduysanız, işiniz daha da zor olacaktır. Bunun yanına, maddi yönden destek görmemeniz de eklenince girişilen iş, suyu tersine akıtmak gibi bir şey oluyor. Ama seçimlerde, Mahmutlar Halkının önüne alternatif bir parti mutlaka sunulmalıydı. Çünkü diğer partilerin birbirinden farkı yoktu ve herkes çok rahat bir şekilde partisini değiştirebiliyordu. Herkes rant peşindeydi. Halkı düşünen ve onların dertlerine çare olmayı düşünen adaylar maalesef yoktu. Böyle bir ortamda kendimi feda ettim. Ama ben bu işi Allah rızası için yaptığımdan hiç pişmanlık duymadım. Çünkü yaptığım iş ve gittiğim yol doğruydu. Maddi menfaat gözetmeksizin, Mahmutlar Halkının sorunlarına, Allah rızası için çözümler üretmeye çalışıyordum. Mahmutlar için hazırlamış olduğumuz saadet projeleri, herkesin bilgisi dahilindedir.
AŞİRET REİSLİĞİNİN MODERN ŞEKLİ, MAHMUTLAR’DA OLUŞTURULDU.
M.İlhan: Daha önceki belediye yönetiminde danışmanlık yaptığınız süre zarfında güzel çalışmalara imza attınız. Özellikle okullar üzerindeki çalışmalarınız dikkat çekmiştir. Eski yönetimle, sizi karşı karşıya getiren sebepler nelerdir? Yönetimin hangi tavırlarını beğenmediniz de, Saadet Partisi’nden aday oldunuz?
A.Sarıkan; Önceki yönetim, halktan uzak duruyordu. İnsanlar ile yönetim arasında sanki köprüsü olmayan bir dere akıyordu. Haftanın bir gününün halk günü ilan edilmesi çok yanlıştı. Ben tasvip etmemiştim. Belediye Başkanı halkının ayağına gitmelidir diye düşünüyorum. Önceki belediye yönetiminin AKP ağırlıklı olması doğudaki aşiret reisliğinin modern halinin Mahmutlar’a gelmesine sebep oldu. İnşaat Müteahhitleri istedikleri gibi at koşturdular. Önceki yönetim döneminde birçok kişi, inşaatlar sayesinde köşeyi döndü. Mahmutlar taş yığını haline geldi.
Mahmutlar’ın sosyal alt yapısı kimsenin umrunda değildi. Herkes kazanacağı ranta bakıyordu. Bu gidişat Mahmutlar’ın sonu demekti. Maddi kutuplaşmanın sona ermesi gerekiyordu.
BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELMEZ AMA HER BAHAR BİR ÇİÇEKLE BAŞLAR.
M.İlhan: Neden Saadet Partisinden aday oldunuz?
A.Sarıkan: Diğer partileri ve o partilerde at koşturan jokeyleri inceledim. Allah rızasını gözeten birisini bulamadım. Hepsi dünyalık çıkar peşindeydi. En son saadet partisinin genel yapısını inceledim. Adil düzen diyordu, Önce ahlak ve maneviyat diyordu, İnsan hakları ve özgürlükler diyordu. Maneviyatçı bir partiydi. Bu yüzden, benim görüşlerime çok paralellik gösteriyordu. Belki Mahmutlar’da tabanı yoktu ama tek başıma da olsam bu doğruları Halka anlatmak zorundaydım. Bir çiçekle bahar gelmez belki ama her bahar bir çiçekle başlardı.
SAADET DIŞINDAKİ PARTİLERİN BİRBİRİNDEN FARKI YOKTUR.
M.İlhan: Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
A.Sarıkan: Aslında bu seçimin birden çok kazananı ve birden çok kaybedeni olmuştur. En çok sevindiğim nokta Saadet dışındaki partilerin birbirinden farklı olmayışının gözler önüne serilmesidir. Başkan seçilen A.Çelik, MHP’den aday adaylığını açıklamış ama olamayınca direk CHP’ye gitmiştir. Çünkü ona göre CHP ile MHP arasında fark yoktu. Hatta bir önceki seçimlerde CHP’nin başkan adayı M.Keşoğlu, bu seçimlerde AKP’den aday adayı olarak CHP ile AKP arasında da fark olmadığını ortaya koymuştur. Madem öyle bu partiler birleşerek neden tek aday çıkarmıyorlar? Anlayamıyorum. Çünkü bugün, MHP tabanı hiç gözünü kırpmadan CHP’ye oy verebilmektedir. Burada üzüldüğüm tek nokta, Mahmutlar Halkının duygularıyla oynanmıştır. Yani sonuç olarak Mahmutlar’da seçimi kaybeden halkımız olmuştur. Kendi haklarına sahip çıkamamışlardır. İşbirlikçi partilere gereken dersi vermemiştir. Seçimden sonra A.Çakır’da aynı şeyi söylemişti. “Kaybeden Mahmutlar olmuştur” diye. Ama AKP kazanmış olsaydı, yine Mahmutlar kaybedecekti. Çünkü bu partilerin birbirinden farkı olmadığını az önce belirtmiştik. Hepsi rantiyeci ve hepsi kendi çıkarını düşünen partilerdi. Eğer Mahmutlar Halkı kendi haklarını gözeterek oy vermiş olsaydı, Saadet partisinin seçimi kazanması gerekiyordu.
OKULLARIMIZDA SADECE ÖĞRETİM YAPILIYOR. EĞİTİM HİÇ YOK.
M.İlhan Bir dönem 50.yıl ilköğretim okulunda okul aile birliği başkanlığı da yaptınız. Burası sizin için siyasete giden yolda bir basamak mıydı? Yoksa bu görevi devralırken başka düşünceleriniz var mıydı?
A.Sarıkan: Mahmutlar 50.yıl ilköğretim okulu, benim de mezun olduğum ilkokuldu. Bu okulu yıllarca aynı müdür idare etmiş ve sadece belli kişiler okul aile birliği başkanlığı yapmışlardı. Gördüğüm bir tek şey vardı ve o da okulda disiplin olmayışıydı. Herkes kendi âleminde öğretmenler ve veliler ayrı telden çalıyorlardı. Başkanlığa aday olacağımı söylediğim de okul müdür yardımcısı bana, “Biz de okula başkan olacak veli arıyoruz, çok seviniriz demişti ve başka aday olmadığını söylemişti.” Ama buzdağının görünmeyen kısmı öyle değildi. Yıllardır başkanlık yapan eski yönetim, Müdürün de desteğiyle yine aday olmuştu ama duyarlı velilerin bize oy vermesiyle seçimi kaybetmişlerdi. Bu seçim demokratikleşme adına seçimle işbaşına gelen ilk başkan olma özelliğinden dolayı okulda bir devrim niteliğindedir. Okula yeni bir sistem getirdik. Yapılanları burada söyleyecek değilim. Yalnız söylemek istediğim şey okulun bizim dönemimize kadar yönetmelik dâhilinde yönetilmediğidir. Yönetmelik dışı toplanan paralar her öğretmenin bağımsız bir şekilde sınıfı için topladığı paralar ve buna benzer uygulamalar. Okulda, eğitim adına öğrencilere hiçbir şey verilmiyor ve sadece kitaplardaki bilgiler sanki televizyondan anlatır gibi öğrencilere aktarılıyordu. Öğrenciler yalnızca sınav kaygısı taşıyorlardı. Sosyal topluma faydalı olabilir miyim kaygısı taşıyan öğrenci, yok denecek kadar azdı. Böyle bir ortamda velilerden daha fazla destek beklerdim. Ama onlar, siyasete girmemizi fırsat bildiler ve aleyhimizde propaganda yaptılar. Yapılanları bir kalemde sildiler. O yüzden tekrar aday olmadım. Böylelikle okul idaresinin ekmeğine yağ sürmüş oldum. Ama velileri bu okulla ilgili daha fazla duyarlı olmaya ve yapılanları denetlemeye davet ediyorum.
YENİ DÖNEMDE DE, RANT AMAÇLI HİZMETLER GÖREBİLİRİZ.
M.İlhan: Bundan sonrası için Mahmutlar’ı neler bekleyebilir? Ali Çelik ve ekibi, Mahmutlar için neler yapabilir?
A.Sarıkan: Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Başkanlık yapan kişinin mutlaka üniversite tahsili görmesi gerekiyor. Mahmutlar’ı şimdiye kadar yönetenlerin neredeyse hiçbiri, üniversite mezunu değildiler. Yanlış hatırlamıyorsam, Hüseyin Taşer, yüksekokul mezunuydu. Onun dışındakiler ya ilkokul ya da lise mezunuydular. Bunları söylerken bu kişileri küçümsemek adına söylemiyorum. Nasıl ki, doktor olabilmek için tıp fakültesinden mezun olmak gerekiyorsa, avukat olabilmek için hukuk fakültesinin bitirilmesi gerekiyorsa İdareci (başkan) olabilmek içinde ya siyasal bilimler fakültesinin ya da iktisadi idari bilimler fakültesinin bitirilmesi gerekmektedir. Bu konunun ayrıntısını daha önce köşe yazımda belirtmiştim. O yüzden şimdi kısa geçiyorum.
Ali Çelik ve ekibinden çok bir şey beklemiyorum. Çünkü bunlar da daha öncekiler gibi rantiyeci kişilerdir. Sadece yakın çevresindeki bazı kişilere rant sağlayabilirler. Bu rantı sağlarken de birtakım işler yapılabilir. Bu yapılan işler, hizmet gibi görülebilir. Ama yapılan işler Mahmutlar’a hizmet amaçlı değil, birilerine rant sağlamak amaçlı olacaktır.
Mahmutlar’a engelli köyü yapılacak ama bu projenin hayata geçirilmesinde Alanya protokolünün payı çok büyüktür. İnşallah bu proje ile Mahmutlar’ın kendi insanına ekmek kapısı açılır. Bekleyip göreceğiz. Yeni okulların, sağlık ocağı ve sağlık tesislerinin de projelerinin yapılması ve hayata geçirilmesi konusunda takipçisi olacağız. Mahmutlar’ın kuzeyinden geçecek olan çevre yolu ile sahil bandında yeni düzenlemeler yapılabilir.
MAHMUTLAR’IN SOSYAL ALTYAPISI MUTLAKA ÇIKARILMALIDIR.
M.İlhan Son olarak yeni başkana tavsiyeleriniz neler olabilir?
A.Sarıkan: Benim yeni başkana tavsiyem hangi partiye geçsem diye zaman kaybetmesin. Mahmutlar Halkına nasıl hizmet edebilirim diye düşünsün. Mahmutlar’ın sosyal altyapısını mutlaka çıkarsın. Mahmutlar’da şehir içi ulaşımın ücretsiz olması konusunda çalışmalar yapsın. Sosyal marketin kurulması ve süreklilik arz etmesi çok önemlidir. Sosyal marketin kurulmasına ağırlık versin. Mahmutlar’da bölgesel planlama mutlaka yapılmalıdır. Her bölgenin profili ayrıntılı olarak çıkartılmalıdır. Her bölgede halk toplantıları yapmalıdır. Sosyal adaletten taviz vermemelidir.
MAHMUTLAR HALKI, HAKLARINA SAHİP ÇIKSIN VE SORUMLULUKLARINI BİLSİN.
M.İlhan: Göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı çok teşekkür ediyoruz.
A.Sarıkan: Böyle bir röportajın yapılmasına vesile olduğunuz için sizlere teşekkür ediyorum. Mahmutlar halkına sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Her ne şartta olursa olsun haklarına sahip çıksınlar ve sorumluluklarını bilsinler.