ŞANTİYE İÇİN DEĞİL, RANTİYE İÇİN-Mesut İlhan
Sizce, Mahmutlar’da şuan hangi şarkı çok söyleniyor? “Kendim ettim, kendim buldum gül gibi sararıp soldum” dersiniz hemen.
“Hangi atasözü çok söyleniyor son günlerde?” desem, “Gelen gideni arattı” dersiniz. Evet, doğru söylüyorsunuz, bu iki deyimde maalesef Mahmutlar’ın kaderi oldu.
“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbad olur…!” derler, acaba suni yapılaşma Mahmutlar’ı bu günlere taşıdı diyebilir miyiz?..
Oysa kandırmaca rüyası nasıl başlamıştı, hatırlamak ister misiniz?
Ali Çelik’e ait 2009 yerel seçimlerinde Mahmutlar halkından oy istemek için “Korku İmparatorluğu’na SON” adlı seçim beyannamesinde ilk açtığınız sayfada “Beldemizin tüm sorunlarını, ihtiyaçlarını, sosyal yaralarını biliyoruz, göreve geldiğimiz zaman sizlerin talepleri doğrultusunda her öneriyi değerlendireceğiz” deniyor.
Evet, sosyal yaramız ve sorunlarımız diz boyu. Öneriyoruz da. Mesela D-400 karayolu niçin böyle keşmekeş? Niçin Kestel ve Kargıcak gibi arkalarında (AKPM) başkanı, AK Partili Milletvekili yokken, bu işleri halledip halkına, “buyurun size hizmet” derken siz niye suskunsunuz hala?
Çok değil, daha 2 yıl önce Mahmutlar’ın her yanı şantiye iken, şimdi sokaklar bile yıkanıp temizlenemiyor. Hani CHP’nin Mahmutlar için uyarladığı “Rantiye için değil, şantiye için geliyoruz” sözü bizlere ters mi söylendi, yoksa bu söz “Şantiye için değil, rantiye için CHP mi idi de sizler mi ters yazdınız?..
Demek ki “Kandırıldık ey halkım” derken, ben yalan söylememişim. En büyük gözlemci CHP Belde ve Meclis Üyesi İbrahim Sayar’ın dürüstlüğünden emin olduğum kadar hiçbir şeyden emin olmam. Dürüstlüğünden ve onurundan da şüphe duymam. Adaylık konusunda, “Kapıda bekleyip, soymayacağız soydurmayacağız” demesini hiç unutmuyorum.
Milletvekili veya Belediye Başkanlığı düşünen birisi hala olanı biteni gözleri kapalı seyredebilir mi?
“Ey aziz Mahmutlar, dün akşam seyrettim seni gözlerim kapalı” desem sana ne derler bilir misinin? “Aç gözlerini Sayın Sayar, deniz deşarj hattında sabah oldu…”
Sayın Sayar, artık CHP’nin Belde Başkanı olarak “utanan” CHP tabanına moral vermek sana düşüyor veya şöyle bir şarkı ile geçmişi yad etmekte isteyebilirsin. “Biz böyle değildik eskiden, karıştık, sıklaştık, iktidar olduk bozulduk”
İbrahim Sayar’ın halk dilinde savunması şöyle oluyormuş, “Çakır’da çalıyordu”
Şimdi size bu soruyu yine soruyorum, “Çakır’da çalıyordu” açıklamasını bana net cevaplayan birisi çıkabilir mi? İlkokul 3. sınıfta okuyan bir öğrenci parmak kaldırır ve “Mesut abi dün akşam elektrikler kesikti dersime çalışamadım” gülmeyin ağlanacak halimize.
Ne yazık ki durum bu, dün akşam elektrikler kesikti hepimiz dersimize çalışamamışız maalesef.
Dersimize iyi çalışsaydık, parlayan yıldızımız kayar mıydı hiç? Öğretmenimiz bize yıldızlı pekiyi vermez miydi?
“Korku imparatorluğu yazan kitapçıktan yararlanayım biraz” dedim. Ama gerçek korku imparatorluğu şu anda kol geziyor.
Gazeteyi arayan esnaflar “Yolları bir yıkasınlar, tozdan geçilmiyor, iş yerimiz berbat, Mesut ağabey elektrikler yanmıyor. Mesut ağabey sinekten yandık bittik” gibi sözlere “isminizi yazayım, resminizi çekeyim haber yapalım” dediğimde, “Yok ağabey sağol, sen gazetecisin sen yazarsın, bizlerden bahsetme lütfen elimiz-deki ekmeğimizden oluruz” diyenlere, “Ey halkım korku imparatorluğu eskide kaldı, artık Halk Hareketi var. İstediğini söyleyebilirsin. Artık hürriyet ve demokrasi var. Ruhsatsız yüzlerce iş yeri var. İskânsız yüzlerce konut var. Böyle bir cennette yaşanmaz mı hiç? diyesim geliyor ama sizi kandırmak istemiyorum. Sizi kandırmışlar zaten…!
“Sizler, bizler başka baharları bekliyoruz, açık denizlerde yeni yeni yelkenlere “fora” diyeceğiz” derken daha yeni yönetimlere 3-5 koca yıl varken, yeni yeni belediye başkan adayları boy göstermeye başladılar. Bu ne demek biliyor musunuz? “Mevcut Belediye Başkanı Ali Çelik, bir daha aday olamaz” demek.
Siz yine de beni dinlemeyin, kafanıza göre takılın, tıpkı 2009 yerel seçimler öncesi gibi. Sonrada “Vay kolum kırılsaydı da, oy vermeseydim” deyin.