SANAL GERÇEKLİK
Katı ideolojilerle donatılmış kişiler tarafından yönetilen ülkelerde, yönetilen kitlelerin ‘fikir ve düşünceleri’ netlik kazanmamışsa anında yöneten lehine dönüşürler.
Onlar için yöneticinin ağzından çıkan her söz doğrudur, yöneticinin giyimi kuşamı, yediği içtiği herşey onların yaşamlarına nüfuz eder.
Lider bilgedir, alimdir, en akıllı ve zeki o’dur ve ne yapıyorsa doğrudur, gerçektir. Akla abes gelen bir durum varsa da ‘Bir bildiği vardır ki’ yapmıştır.
İnsanlar bunu iki şekilde içselleştirir 1 kendi bildiğini yapar, yaşar ama yönetenden yana olduğu için tepki çekmez, 2 gerçektende o artık bir Mankurt’tur.
Dünyada adı güç, kudret ve zalimlikle anılan tüm krallar, liderler bencillik hastasıdır ama hasta olduklarını yüzlerine söyleyecek bir kişi dahi yoktur, cesaret edemezler.
Sonra o liderler, krallar karşımıza Aker olarak, Amon olarak çıkar, yine birileri onların Tanrı olmasını kabullenmiştir.
Yürünen bu yolu açan iki büyük değer o büyük krallar tarafından sonuna dek kullanılır, biri inanç diğeri etnik kökendir.
İnanç duygusu yönetenlere karşı gelmeyi Tanrı’ya karşı gelmek şeklinde pompalanır.
Etnik köken ise çoğunluğun azınlığı köleleştirmesi, pasiflestirip sömürmesi işine yarar.
Bu tip yöneticilerin ilk savaşı mizahla ve sanatla olur.
Çünkü bu iki kolda irdeleyici iğneler taşır.
“Kral çıplak” diyenleri hain ilan edecek matbuatlar oluşturulur.
Algı yönetimi, toplumun onların istediği gibi algılaması sağlanır.
Şanal bir gerçeklik vardır artık. Geniş bir hayal dünyası havuzu kuruludur, sanal yağmurlar, nehirler ve ırmaklarla beslenen o havuz toplumun okyanusudur.
Dalar dalar çıkarsınız ama mutlusunuzdur, kendi gercekliğiniz Tanrı’sal figürasyonun içinde erir gider.
Ikilemci bir kişiliğiniz ve yaşam yolunuz vardır.
Kendinizi mutlu edecek herşeyi yapabilir ancak tüm bunları o’na borçlu olduğunuzu haykırarak sempati toplarsınız.
Mesela: Haftanın 6 günü içer Cuma günü içmez yada gizli içersiniz.Mini eteğin üzerini türbanla kombinlersiniz. Herkese Hayırlı Cumalar mesajı atar ama camiye gitmezsiniz.
Kadınlar gününde en feminen duyguda olur, anneler gününde kimselere ana avrat sövmezsiniz.
Rüşveti “Allah Bereket versin” der öyle yersiniz.
Adınız tefeciye çıkmışsa bir cami yaptırır cennetmekan övgülerine mashar olursunuz.
İftira atar, yalan söylersiniz ama “Amaca giden yolu açan manipülasyonlar caizdir” dersiniz.
Mutlusunuzdur aslında, verilen komutlarla yürür başınızı derde sokmazsınız.
Size dokunmadıkça yılan, koca bir yalandır.
En uzun uyku halidir bu durum.
Uyanmak istemez, uyandırana da söversiniz.
Tüm devirlerde böyle yaşanmıştır hayat. Aşağıdakiler ve yukarıdakiler, ezenler ve ezenlere el veren ezilenler.
Kendi gerçekliģinden uzak, bencil ve çıkarcı halk yapısı içinde yaşadığı ülkeye yüktür.
Afrika kıtası bunu aşmadığı sürece hep sömürülecektir, zavallı Somalililer.