SAKALIM OLSAYDI DİNLENİRDİM

30 Mart’tan tam beş ay önce ve AK Parti ve MHP adayları açıklanmadan iki ay önce yazdığım bir köşe yazımı sizinle tekrar paylaşmak istiyorum. 
SON DÖNEMEÇ
Alanya Belediye Başkanlığı için AKP’de ve MHP’de son viraja giriliyor bu hafta. CHP aldı başını gidiyor. CHP adayı Türktaş bugün itibari ile uzak ara önde çünkü çalışmalara haftalar öncesi başladı.
Sözler, gönüller alındı CHP’ de.
AKP ve MHP’de postun kimde olduğu bile belli değil ama işaretleri var işte bu hafta bu konuları paylaşacağım sizinle.
MHP Alanya İlçe Teşkilatı adayını belirlemek için tüm yolları geçti.
Şimdi sıra Genel Merkezde.
Burada anlaşılmayan bir noktanın kamuoyunun midesini bulandırdığı çok açık.
Önce Genel Merkez, ‘Biz teşkilatın önerdiği adayı okeyleriz’ diyor ardından teşkilat her türlü çalışmayı yapıyor. Sonra birisi çıkıp, ‘Son söz Genel Başkanındır’ diyor.
İlçe Başkanı, “Tabanımızın ‘elma’ dediğine biz, ‘şeftali’ demeyiz” diyor.
Önce Belde Başkanlarını ve Belediye Meclis üyelerinin önüne sandık kuruluyor, sonra asil ve yedek ilçe yöneticilerinin aynı şekilde görüşü alınıyor ve bu görüşlerin hiç birisi kamuoyuna yansıtılmadan il ve genel merkeze gönderiliyor.
Nedir bu?
Midelerin bulanmasına yetmiyor mu bu gibi süreç?
Oysa kiminle bu çalışmaları yaptıysan sonucunu da basının önünde kamuoyu ile paylaşsa ve ‘işte bizim adayımız bu, tabanımız böyle istiyor’ dese daha saylam bir davranış olmaz mı?
İllaki topu bir o köşeye, bir bu köşeye atmanın ne faydası olacak zaman kaybından başka. Önemli olan birlik beraberliği sağlamaksa anketini halk üzerinden yaparsın, öyle uyduruk internet veya telefon ile değil.
Eski sistem, anketörlerin eline verirsin anket kağıdını, Alanya’nın dört bir köşesine seçim kitlesine gönderirsin. Parti üyelerine veya delegene de ön seçim sistemi ile sunarsın, sonucunu tüm vatandaşlar sandıklar açılınca görür ve kamuoyuna adayını aslanlar gibi açıklarsın, kırgınlık dargınlık olmadan seçim çalışmalarına hep beraber başlar seçimi kazanırsın. Nedense siyasi partiler de, ‘Tabanımıza saygımız var. Biz teşkilatçı bir partiyiz, tabanımız ve teşkilatımız kimi isterse onu aday yaparız’ deniliyor.
Ama uygulama tamamen bunun tersi oluyor.
AKP’de aynı uygulama içinde krallık ile yönetiliyor adeta.
MHP’deki yorumlarımın aynısı AKP içinde geçerli.
Şimdi Alanya AKP’de üç aday var. Adaylardan birisi Hasan Sipahioğlu.
AKP’de şu algı oturmuş durumda.
“Sipahioğlu aday adayı olmaz ancak kendi isterse aday olur.”
O zaman AKP’de aday adayı olan kişilere saygısızlık olmaz mı?
Yıllardır AKP’ye karşı mücadele edeceksiniz, hatta AKP’ye karşı seçim kazanacaksınız, partiniz tabela partisi olduğu için AKP’ye transfer olacaksın ve orda da, ‘aday adayı olmam, olursam aday olurum’ diyeceksin.
Peki, o zaman 3 yıldır AKP’de İlçe Başkanlığı görevini layığı ile yerine getiren Hüseyin Güney ne olacak?
Hüseyin Güney Belediye Başkan adayı olmak ister, ‘hayır seni milletvekili olarak meclise göndereceğiz’ derler. Milletvekili olmak ister, ‘Sen Alanya’ya gereklisin, seni belediye başkanı yapacağız’ derler hep kandırır dururlar.
Artık taban bunu yemiyor.
Benimde tanıdığım çok koyu AKP’li dostlarımın, ‘Sipahioğlu aday olursa, AKP ile vedalaşırız’ dediklerine şahit oldum.
Sipahioğlu veliaht için Kuddusi Müftüoğlu’nu adaylık için gösterdiği söylemleri de var.
Olabilir, doğrudur da.
AKP Genel Merkezi’nin işine de gelebilir Kuddusi Müftüoğlu ismi, neticede FİFA Hakemi vitrinlik bir aday, tüm Türkiye bu isme aşina ama Alanya tabanı ne Sipahioğlu, ne de Müftüoğlu ismine tam yakın değil.
MHP’li ve CHP’li yöneticiler, ‘Keşke aday Güney olmasa’ diyorlar.
Bende MHP’li ve ya CHP’li bir yönetici olsam, Güney’in adaylığına sıcak bakmam, çünkü AKP Alanya’da seçim kazanmak istiyorsa şehirli ve köylünün dilinden anlayan, tabana hakim bir adayla yola çıkmalı.
Veeee bu adreste de Güney bulunuyor…