ŞAFAK ONSEKİZBİN

Her yörenin kendine has bir âdeti vardır. Kimisi elinde ve başında kınayla uğurlanır, kimisi davulla zurnayla.
Asker yemeğinin adet olmadığı yer yoktur.
Yemekten sonraki dualar asker adayının hayat sigortası gibidir.
Askerlik yapan herkesin silahla çekilmiş bir resmi mutlaka vardır.
Aynı tertipte olanların birbirlerini daha çok sahiplenmesine rağmen “çayda dem askerde kıdem” cümlesi her zaman ağırlığını hissettirir.
Acemiliğin de ustalığın da kendine has kuralları vardır.
Askerliğin ilk ve son günü asla unutulmaz.
İnsanların sosyal konumları ne olursa olsun askerken herkes eşit şartlarda yaşar.
Aynı kıyafeti giyer, aynı karavanadan yer, aynı koğuşta yatarsın.
Eskiden ilkokullarda uygulanan tektip kıyafet bu eşitliğin vurgulanması bakımından önemliydi ama ileri demokrasi gereği bu uygulama kaldırıldı.
Asker ocağındaki bu eşitlik mezarda da geçerlidir çünkü herkes aynı kefeni giyecektir. Askerlik bizim kültürümüzde çok önemli bir yer tutar.
Askerden gelmeyene kız verilmez, askere gitmeyenin sözüne önem verilmezdi.
Kurtuluş savaşıyla beraber hemen hemen her ocağın bir fidanı o kutsal ocakta yok olmuştur. Asker türküleri yakıp çığıran anaların ve gelinlerin bu acı feryatları hala dinmemiştir.
Yemen türküsü, Asker ağam gelse yarelerim eyolur, yeni nesil göbek atarak dinlese de hey onbeşli ağıtına yürek dayanmaz.
Hazreti Mevlana’nın adını etli ekmeğe veren bir kültürün ilk kurbanı da değildir Kınalı Ali. Aslında mesele askerlik değil.
Sıkıntı parada. Para yok.
Çünkü akıl almaz bir israf var memlekette.
Verginin vergisinden vergi veren tek milletiz.
Halkın gerçekleri görmemesinin yolunu iyi biliyorlar.
Bütün kurumlar satılmış, güya devletin tüm kamburları sırtından atılmış ve ekonomik bir dev haline gelmişiz!
İyi de niye hep ses var?
Neden hiç görüntü yok?
Çünkü para yok.
Bedelli askerlik niye çıktı sanıyorsunuz ki?
Onlar bilmiyorlar mı bunun adaletsizlik olduğunu?
Bizzat Başbakan söylemedi mi “Bedelli askerliğin çıkması mümkün değil fakir çocuğunun askerlik yapması, zengin çocuğunun bedel ödeyerek askerlik yapmaması olmaz” diye? Ekonomi bahsedildiği gibi parlak değil.
Yeni yılla birlikte yine yağmur gibi zam yağacak.
İğneden ipliğe her şeyin fiyatı artacak ama sadece bizim gelirlerimiz artmayacak.
Ama her şeye rağmen ilk seçimde;30 lira zam alan emekli, 27 lira farkı cebe atan asgari ücretli, tarlasında ter döküp kazandığını mazota veren köylü “durmak yok yola devam” diyecektir. Memlekette demokrasi var saygı duyacağız.
Ekmek arası duble yol yer yine de vatandaşın tercihine saygı duyarız.
Haydi, hayırlı tezkereler.