SÖZÜ DİNLENEN TÜRKİYE
Bu siyasi bir söylemden öteye geçmese de hemen hepimizi mutlu eden ve göğsünü kabartan bir arzudur. Yunanistan Türkiye munakaşası, yanımızda hangi ülkeler var?
Pakistan, Azerbaycan ve Kanal İstanbul hatrına Katar…
Azerbaycan Ermenistan savaşı, yanımızda kimler var? Pakistan ve Tank Palet Fabrikası hatrına Katar…
Azerbaycan Ermenistan barış görüşmeleri.
Masada kim var?
Rusya. Niye?
Sözü dinleniyor…
Sözünün dinlenmesi demek, tarafların senin söylediğine itibar edip uygulaması demektir. Gerek bireylerin gerekse devletlerin sözünün dinlenmesi ekonomik gücüyle doğru orantılıdır. Çevrenizdeki zenginlere bir bakın, etraflarında bir sürü dalkavuk vardır, buradaki çekim gücü paradır, ekonomik güçtür…
Değişen ve hala değişimi devam eden yeni dünya düzeninde yükselen değer “ulusçuluktur” Bunun ilk adımlarını AB’ye kafa tutan İngiltere atmıştır.
Bizim yıllarca içine girmek için Cumhuriyet değerlerimizi yok ettiğimiz bu birliğin, globalleşmenin, ümmetçi anlayışın ne kadar ütopik ve boş kavramlar olduğunu bu günlerde bir daha anladık. AB’nin dayatmaları ile tasfiye edilip elden çıkarılan devasa üretim tesislerinin “Kâr Transferleri” başladı.
O tarihlerde “Canımız çok yanacak” diyen ekonomistler gericilikle suçlanmıştı…
Bugün o dev şirketlere döviz yetiştiremez durumdayız.
Tüm umudumuz 3-5 turist ve konut alacak 3-5 yabancıda.
Gıdadan sanayiye her sektör yabancıların elinde.
Git bir süpermarkete görürsün.
Ulus Devlet bilinci, milli ekonomi ve milli üretim demektir.
Küçük çaplı bir işletme elektrik borcunu taksitlendirmek için dilekçe veriyor.
Gelen cevap “Öde yoksa keseriz” İste bu vahşi kapitalizmdir.
Ve daha ilk sayfalarındayız, daha iliklerimize kadar hissedeceğiz.
Milletten topladığı parayı devletten bile kaçıran kan emicilerin sana acıyacağını mı sanıyorsun? Mezhepçi anlayışla sürdürülen politikaların fragmanı Suudi Arabistan’ın tıpkı kurtuluş savaşı yıllarında olduğu gibi Arap dünyasını örgütleyip Türkiye’ye karşı ambargo çağrısı ile yine yeniden karşımızda.
Milli bayramları değersizleştirip ölen Kral için bayrakları yarıya indirmenin minnettarlığı bu olsa gerek…
Bizler yani halk olarak aklımızı başımıza almalıyız, 83 milyon din, mezhep ve etnik köken gözetmeden, ayrıştırmadan bir ulus olarak birlikte olmalıyız.
Bu değerleri kaşıyanlara itibar etmeden, üreterek kalkınma modeline geçmeliyiz.
Toprak satarak, fabrika satarak, 250 bin dolara vatandaşlık satarak kalkınan ve sözü dinlenir bir ülke olan tek bir numune yoktur.