ÖKÜZÜN BÜYÜK OLSUN DA ÇEKMEZSE ÇEKMESİN!
Yeryüzünde güç, kudret, ihtişam, büyüklük, uzunluk, ağırlık, zenginlik ve gösteriş kadar etkili ve yetkili bir makam daha yoktur.
Hele bizler, toplum olarak gösterişi ve sahip olduklarımızla hava atmayı o kadar çok severiz ki.
Adam okumuş Prof olmuş, sonra bir başka kente tayini çıkmış.
Konuşuyorlar “Bu beyfendi varya, Prof’muş”
Diğeri “Ha o mu, bizim kiracı be, yan tarafımızda oturuyor”
Abi adamın kiracısı be, evinde oturuyor, istediği zaman çıkartır.
Bak sen şu güce ve kudrete.
Geliniyle bir düğüne giden kaynana için önemli olan gelinin kolundaki bileziklerdir.
Hatta evden çıkmadan bir güzel tembihler “Kollarını dirseklerine kadar sıva ki bileziklerin görünsün” diye.
Sonra başlar etrafı kesmeye, gelindeki bilezik sayısı davetlilerden fazla ise, gerdeğe o girecek kadar mutludur.
İste bu zenginlik ve ihtişam demektir.
Adam emlakçı, kirada otursa bile en pahalı arabayı çeker altına.
Müşterisine paçoz ve fakir görünmek tüm prestijini sarsar onun.
Memleketine gitmek için kiraladığı araçtan firma logosunu söker Ahmet Efendi, çünkü araç benim havasındadır.
Bir apartmanda ki sosyal etkinlikte, komşuların statüsünü oturduğu kat belirler.
“Ha, o kadın mı, benim alt katımda oturuyor” ifadesinin mutluluğu bir başkadır.
Bir dost ortamında masaya telefonunu ilk koyanlar iPhone 12 sahipleridir.
Eğer cebindeki daha iyi değilse, güç ve prestij karşı tarafa geçmiştir.
Sus ve yerinde otur.
İki genç hanım için üstünlük göstergesi parmaktaki yüzüğün taş sayısıdır.
Babanızın taşocakları olsa, milyonlar kazansa bile parmaktaki taş kadar önemi yoktur.
Birde çanta önemlidir, hele 40-50 bin dolar verip almışsan koyarsın tam masanın ortasına, karşındakinin statüsü ne olursa olsun artık o bir kezbandır.
Severiz sahip olduklarımızla övünmeyi.
Bu hayatımızın her dönemi için geçerlidir.
Son bir yıldır tüm dünya Covid 19’la yatıp kalkıyor.
Bu virüsün ilk versiyonu Sars-Cov 1, hiç etkiledi mi?
Ya Sars-Cov 2?
Belki adını bile duymadınız.
Ama Covid 19 abi, büyük, ihtişamlı.
Düşünsenize “Sen Covid 2’ye yakalanmıştın değil mi? Ben Covid 19’u yendim şekerim”
Vay be, düşünsenize karşıdakinin durumunu.
Güç ve kudret sahibi insanları severiz, o gücün ve kudretin nereden geldiği önemli değildir.
Çünkü güçlüdür ve o artık rol modeldir. Traşımızdan giyimimize her şeyimize onu örnek alırız.
Sivas ‘ta yaşadığım dönemde mahallede bir ağır abi vardı.
Omzunun birini aşağıya düşürür ve yengeç gibi yan yan yürürdü.
Sonra mahallenin tüm gençleri onu taklit etmeye başladı.
Mahallede Skolyoz salgını başladı diye endişelenmiştik.
Güç abi ne diyorsun sen!
Her ne kadar bu güce sahip insanları tarif ederken “Etrafında binlerce it’i var deseler bile, it’in olayım abi de bir rajon değil mi?
Güç, gösteriş ve caka önemli.
Güce tapmakta başka bir ıdeolojik seçenek.
Doğduğu şehrin takımına karşı Galatasaray’ı, Fenerbahçe’yi, Beşiktaş’ı desteklemek güçlüden yana olmanın tezahürüdür.
Siyasette de böyledir.
Güç, gösteriş, şatafat hepsi oy demektir.
Bunu yapan insanlar buna çok hevesli oldukları için değil, yönettikleri kitleyi çok iyi analiz ettikleri için yaparlar.
13 uçakla Kıbrıs’a gitmiş.
Eyyyy bay Kemal, sen bu kafayla İstanbul’a daha çooook yürürsün…