O VAR YA O
Bugünlerde heykelleri yıkılıp “diktatör” denilip yeni nesle düşman gibi gösterilen ve aslında her devirde kıskanılan o var ya o. Fakir bir ailenin çocuğuyken girmiş harp okuluna.
Paran varsa rüştüye, paran yoksa zaptiye dönemi yani. Öyle arkasında siyonistler filan yoktu. Olması da imkansız çünkü siyonistlerin kolunda dolaşan o kadar çok dansöz varken ona sıra bile gelmezdi. Ata yurdundan ayrıldıklarını ve nasıl Balkanlara yerleştirildiklerini dinleyerek büyümüş ve “Anadolu” özlemiyle yetişmişti.
Hani bir şeyin varlığını, güzelliğini ve yüceliğini bilir ona çok büyük bir aşkla bağlanırsın da onun zor durumda kaldığı anda canını darağacına asıp koşarsın ya işte öyle bir sevdaydı vatan sevgisi onun.
İyi bir subaydı ve çok iyi bir eğitim almıştı.Padişaha asla asilik etmedi. Bir çok cephede kendisine verilen görevleri başarıyla yerine getirip adından söz ettirdi.
Ta ki bir takım gerçekleri görene dek.İşte o gerçekler ışığında koydu tavrını. Ülke topraklarının sabun gibi eriyip gittiğini görüyor ve kahroluyordu.
İsteseydi cebini doldurup herhangi bir ülkede krallar gibi yaşar keyfine bakardı.
O var ya o, öyle yapmadı. Baskıya rağmen, tehdide rağmen boyun eğmedi.
O Balkanlarda tarlasına üşüşen kargaları daha 7 yaşındayken kovup nafakasını koruyan çocuk şimdi vatanına üşüşen leş kargalarına mı bırakacaktı meydanı?
Canını koydu ortaya.İyi bir filozof ve daha önemlisi yüreği vatan aşkıyla yanan iyi bir askerdi.Uyuyan bir tebaayı mücadele eden bir millete dönüştürmek her babayiğidin hakkı değildi.
Vuruştu.
Savaştı.
Kazandı.
“Padişah kaçtı yaşasın yeni padişah” demeye hazır bir millete “hayır” diyen odur.
İsteseydi neler yapardı neler.
İstediği tek şey muhasır medeniyetler seviyesiydi. Türkiye artık geri kalmışlığın değil ilerleyişin ve gelişmişliğin merkezi olmalıydı.
O halkını çok sevdiği için “demokrasi ve cumhuriyet” dedi. Kazandığı savaşların en önemlisi sorulduğunda “Ne İngiliz ne Yunan en büyük düşman cehalet” diye cevap vermişti.
Şimdi yarın Cumhuriyet Bayramı. Cumhurun her bir ferdi en tepeden en aşağıya bu günleri ona borçlu. İki ayyaş nitelemeleriyle halkın karşısına çıkanların en büyük makamı yine onun kurduğu cumhuriyetin koltuğu olmuştur.
O var ya o düşmanının bile saygı duyduğu ve yerinde olmak için can attığı bir liderdir. Heykelleri olsa ne olur olmasa ne olur?
Kafa kağıdımız da ki baba ismi gibidir onun Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki yeri. İnkar eden etsin biz babasız, atasız ve onunla birlikte bu vatana can verenlersiz olmayız olamayız. Hele “o”, onsuz asla…