MÜKEMMELİK Mİ MUTLULUK MU?
Çocukken güzel şarlarda büyümüş olabilir, güzel yemekler yiyip, güzel kıyafetler giymiş olabilirsin. Hastalandığında en iyi doktorlara da götürülmüş olabilirsin.
Eğer çocuklukta ailenden;
aşırı kurallı yetiştiysen, istediğin onayı alamadıysan, takdir göremediysen, ne yaparsan yap eleştirildiysen ve senden hep yapabildiğinden fazlası beklendiyse hayatta da mükemmelliyetçi olursun. Hem kendini hem de en yakınındakileri mükemmel görmek istersin.
Mükemmelliyetçilik aslında kendi içinde bir yetersizlik duygusu.
Yani ne yaparsan yap önce sen kendin beğenmez ve hep bir tık üstünü hep daha iyisini yapmak istersin. İçinde bir türlü tatmin olmaz ve hep bir eksiklik hissedersin.
Hemen hepimizin en temel ihtiyacı; sevgi, şefkat ve ilgi. Bu saydıklarımın yaş ile de ilgisi yok. Çocuklukta bunlardan yoksun büyüyen ömrü boyunca da bunlardan yoksun kalıyor. Ne sevgiyi, şefkati, ilgiyi alabiliyor ne de verebiliyor. Hatta güzel bir şey söylense bile “acaba mı?” diye kendi içinde şüpheye düşer. Zamanında sağlıklı ifade edilemeyen duygu zamanla öfke yaratır. Kişi çocukluğunda çok acı çekmiştir, çok korkmuştur! Bu ve bu gibi duyguları vaktinde dışarı atamadıysa içeride öfke birikir. Çünkü mükemmel olan kişi; ağlamaz, gülmez, hep iyi olmak zorunda, hep iyi görünmek zorunda.
Bu sefer de ailesinden onay, ilgi, sevgi alamadığı davranışları toplumdan alarak tatmin olmaya çalışır. Çocuklukta tatmin olmayı bilmeyen yetişkinlikte de bir türlü tatmin olamaz. Çünkü o duygudan yoksun büyümüştür. İnsan bilmediği duyguyu da anlamaz, alamaz.
Yaşam bu şekilde akar gider. Mükemmel olmak uğruna daha doğrusu onay, ilgi, sevgi, şefkat uğruna heba edilen en güzel günler.
Çözüm mü?
Mutlu olanın mükemmel olmaya ihtiyacı olmaz.
Çocukta hiç birini alamamış olabilir, kıyıya köşeye atılmış olabilirsin. Yok sayılmış, görünmez olabilirsin.
Bilinmeli ki, en güzel güç bastırılmış duyguların altında gizli.
Önce sana acı veren o duygularla yüzleşeceksin! Yıllara yaydığın acıyı günlere yayarak iyileştirmeyi öğrenecek ve kendinle yüzleşeceksin. Canın acıyacak, yanacak, korkacaksın ama bedelini de ödemiş olacaksın.
Bil ki, bedelini ödemediği hiç bir şeyin tadını alamıyor insan.
Aynı zamanda kıymet bedelin içinde gizli.. Önce sen kendini tanıyacak, onaylayacak, sevip, şefkat göstereceksin.
Tüm bunları bilmiyor olabilirsin ama yollarını öğreneceksin. Sonra dışarıda aradığın tüm özlemleri içinde kendinde bulacaksın. Kendinle tanışıp kendinle barışacaksın..
Çok bilinen bir söz var; “ne istediğini bilene tüm dünya yol verir”
Bu yol kendini bilme yolu, bu yol kendini sevme yolu olsun
Mükemmel olmak için ;
Başkasına her evet dediğinizde, kendinize hayır diyorsunuz.
Önce kendinize öncelik verin. Mükemmellik mutluluğu getirmez ama mutluluk mükemmellik getirir.