“Milli görüşe ihtiyaç var”
Mahmutlar Saadet Partisi Belde Başkanı Aziz Sarıkan, gazetemize göndermiş olduğu basın bildirisinde, “Türkiye Cumhuriyeti’nin, Milli görüş’e olan ihtiyacı her zamankinden daha fazladır” dedi.
Saadet Partisi Mahmutlar Belde Başkanı Aziz Sarıkan, 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlerde, Türk Halkının uyanık davranması gerektiğini, oyunu doğru yere ve doğru kişiye vermesinin her zamankinden daha önemli olduğunu vurgulayarak, bir basın bildirisi yayınladı.
Sarıkan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Daha önceleri Milli Görüş içersinde yer alarak, halkın gönlünde taht kuran bazı kişiler, Milli görüş çizgisinden saptıkları anda, hem ferasetlerini hem de şuurlarını kaybetmişlerdir. Bunun en güzel örneğini Başbakanda görmekteyiz..
1993’teki Yahudi Düşmanı Tayyip Erdoğan, 2004’te Yahudilerden Üstün Hizmet Madalyası Aldı. Tayyip Erdoğan , “Yahudi Üstün Hizmet Madalyası” aldıktan sonraki ‘teşekkür’ konuşmasında şunları söyledi;
“Musevi düşmanlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür katliamla sonuçlanan bir sapkınlıktır sapıklıktır… Soykırım etnik temizlik ırkçılık İslam düşmanlığı Hıristiyan düşmanlığı yabancı düşmanlığı ve terörizm geçmişten bugüne kadar devam edegelen kötülüğün farklı yüzleridir… Başka dinlere hoşgörü göstermek bize Peygamber mirasıdır… Musevi düşmanlığının Türkiye’de yeri yok…”
” Tayyip Erdoğan, Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken ‘Yörünge’ dergisinin 8 Ağustos 1993 tarihli sayısında Ali Akel’le yaptığı röportajda aynen şu ifadeleri kullanmıştı;
“İsrail zihniyet itibariyle insan denilen mükemmel varlığı varlık sebebi dışında tanımlayan emperyalist şovenist bir anlayışın ifadesidir. Türkiye’nin İsrail’i tanıması tarihimiz açısından ciddi bir talihsizliktir. Bizim tarihimize sürülmüş bir kara lekedir… Ortadoğu’daki kanser mikrobu olan bu zihniyeti sulamak beslemek kadar büyük bir zulüm olamaz… İsrail’i devlet olarak tanımıyorum…
Birbiriyle tamamen zıt ve çelişen iki söylem görmekteyiz. Acaba hangisi doğru? Eğer madalya halen Tayip Erdoğan’da duruyorsa, fazla söze gerek yok. Türk Halkının duygularıyla oynamanın karşılığı ne olmalıdır? Bunu da Türk Halkına bırakıyoruz. Türk Halkı, gereken cevabı, 2011 genel seçimlerinde verecektir.