MASAL BU YA! –Rıfat Kıymaz
Vaktiyle dünyada Hükümdarlar’ın, Krallar’ın, Padişahlar’ın hüküm sürdüğü yıllardan modern yıllara kadar yaşamını sürdüren bir ülke varmış. O zamanlarda bütün hükümdarların yaptığı gibi ülkelerin başta büyük yerleşim yerlerinde medeniyet çağını yakalar, ülkelerinin diğer bölgeleri kaderlerine terk edilirmiş. İşte bu ülkelerin birinde padişahlar saraylar, köşkler, yaptırdıkları başşehirlerinde yaşarken, 200, 300 odalı evlerinde haremlik, selamlık bölümlerini de ayırırlarmış.
Harem bölümünde padişahların en az 30, 40 odalığı, cariyesi olur, her seferden sonra galip gelinen ülkelerden getirilen bir birinden güzel cariyeler ile bu harem yenilenir, sayıları da arttıkça artarmış. Bu haremlerdeki günlük yaşam mücadelesi korkunç derecede şiddetle geçermiş, senin oğlun padişah olacak, benim oğlum padişah olacak, senin adamın vezir olacak, benim adamım vezir olacak derken birçokları rezil olur, çoğu orda burda boğdurulur, oraya buraya gömülür gidermiş. Biz sadece bir özet yaptık bu binlerce masal kitaplarından. Masal buya o eski hükümdarlık devirleri kılık, kıyafet değiştirerek yaşanan çağa kadar gelmiş. Ve bir gün bu yaşanan çağda bir olay olmuş ve bu harem konusu haber gündeminin başlıca konusu olup çıkıvermiş. Sosyal kesimin her dalında, oturumlarda veryansın etmiş konuşanlar, hatta haremin dini yönü tartışılırken, hocanın biri aşka gelmiş demişki: “Dinimize göre yanlıştır, bu onların vebali, ama bırakın beyler bu tartışmayı onlar cihanı titretmiş insanlardı, yaşamlarındaki bu sayfaları fazla karıştırmayalım” Dedik ya masal bu orda burda konuşulurken adamın biride duyduğu bir olayı anlatmış dinleyenlerine; yaşanan çağın bir senesinde bu sarayların birinde yapılan yenileme çalışmalarında sıra harem bölümüne gelmiş. Zemini mermer bloklar ile döşenmiş geniş bir holün sağında solunda cariyelerin yaşadığı odalardan oluşmuş bir bölümmüş. Yenilemeyi yapan sorumlu o güne kadar ancak devlet izni ile girilebilen bu yere girdiğinde oldukça heyecanlanmış. Yenileme çalışmaları başladığında zeminin kırık mermer bloklarını değiştirmeye sıra gelmiş. Bunlardan biri değiştirilirken birde başmışlar zeminin altı olduğu gibi boş, içi karanlık görünmüyor. Merdivenler yapılmış, seyyar elektrik çekilmiş, gördükleri manzara karşısında olanların hepsi donmuş kalmış, zemin diz boyu insan kemikleri ile doluymuş… Fazla uzatmayalım irili ufaklı bu binlerce kemiklerden örnekler alınmış, bilimsel inceletilmiş, bebek, çocuk, delikanlı, ergin erkek, kadın kemikleri olduğu ortaya çıkmış. Daha sonra nemi olmuş boş verin gerisini, uzatmaya gerek yok… Altı üstü geçmişten bir masal…
O şehirde yapılan birçok yenileme çalışmalarında bu çeşit yapıların, bilhassa hamamların göbek taşı altlarında aynı durumlar yaşanmış. Bu masal kitaplarını yazanların hayal güçleri de amma da genişmiş, şaşırtıyor bizleri, öyle değil mi? sevgi ve saygı değer okurlarım…
Güzel Yurdumun Arif insanları hoşça kalın, sağlıcakla kalın.