1. Haberler
  2. Güncel
  3. KİTAP FUARI

KİTAP FUARI

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz cuma akşamı, burada -Alanya’da- Ata’mızın dünya görüşü hayat felsefesi üzerine konferans verildi.
29 Ekim Cumhuriyet kutlamasına sayılı günler kala böylesi bir konferans çok anlamlı oldu. Cumhuriyet’in ilan edildiği dönemin tarihini, yaşanılanları ve de TBMM’nin kuruluş felsefesini öğrendiğimiz zaman Atatürk’ümüzün toplumu yeniden inşa ettiğini öğreniyoruz. Toplumun yenilenmesinde laik anlayışı ve ilimi merkeze alarak her ne varsa yaşanmışlığa dair her şeyin kritik edilmesini, eleştirel bir bakış ile incelenmesini, kulaktan dolma bilgiler ile değil bizzat sorgulayarak analiz edilmesini salık veren liderimiz, milletimizin sahip olduğu en kıymetli düşünür olarak düşünce tarihinde yerini almıştır.
3000 yıllık felsefe tarihi bize zaten hep soru sormamız gerektiğini anlatmaz mı, efendim?
Tüm kutsal metinler de aklımızı kullanmazsak üzüleceğimizi hatırlatır; oysaki bugünlerde ne kadar da az soru sorabilen, muhakeme edebilen bir toplum haline geldik.  Daha da acısı bu tutum ile daha çok dindarlaştığımızı sanıyoruz; vah esefa!
Her neyse…
Eh, serde felsefe öğretmenliği de olunca böylesi bir konferans ve ardından bu yazıyı kaleme almak beni yıllar öncesine yolculuğa çıkardı. Aslında bu yolculuk iki yönlü hem içsel hem de tarihsel…
Bazıları diyor ki; ‘hem felsefe,  hem inanç zıt şeyler değil mi,’ aslında felsefe ve iman zıt şeyler değildir.
Bu gerçeği, Atatürk’ümüzün yaşamında da açıkça görmek mümkündür. Laiklik, hiçbir zaman dinsizlik ile aynı anlama gelmemektedir. Atamız, kutsal kitabımıza en büyük hürmeti göstermiş ve herkesin okuyup öğrenmesi için tercüme edilmesini sağlamıştır.
Bazıları ne acıdır ki aziz peygamberimiz ile sürekli kendisini kıyas etmiş, toplumda bir kutuplaşmanın kapısını aralamak istemiştir. Bu tür söylemlerin etkisinde lütfen kalmayalım.
Çocuklara sorulan anneni mi; yoksa babanı mı çok seviyorsun sorusu ne kadar hatalı ise, atamız ile peygamberimizi kıyaslayan sözler ve davranışlar da bir o kadar yanlıştır.
Bugün, Alanya’da birkaç gündür süren kitap fuarını gezdim. Fuar boyunca konferansı ve bu yazımı düşündüm.  Elimde bir felsefe kitabı ile…
Atatürk demek kitap demek felsefe demek ise peygamber demek de aynı şeydir; az biraz sakince düşünelim, ne dersiniz sevgili okurlarım?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!