KİŞİLİK VE KİMLİK BULMACASI
Sözlükte kendi adınızı arasaydınız, karşısında nasıl bir açıklama yazsın isterdiniz? Ya da kendinizin nasıl görünmesini, bilinmesini isterdiniz? Hiç kendinizi dışarıdan seyrettiniz mi? Genelde şöyle bir şeyler duyar gibiyim; çok güçlü ya da güzel, bilgili, kültürlü, başarılı,… ya da bunun tam tersi değersiz, yetersiz, bilgisiz.. gibi kendine duyduğu kızgınlığı dile getiren cümleler sarf eder insanoğlu.
Dikkat edilirse bir şey görünmek o kadar önemli oldu ki, artık bütün medya, reklamlar, ortam göze yükleniyor. İnsanı düşünceye sevk edecek hiçbir şey yok. Sadece görsellik var. Bu sebepten dolayıdır ki toplum bilinci de otomatik olarak nasıl göründüğümüz üzerine çalışıyor. Yani kurgu dışarıdan nasıl görünmeliyim üzerine kuruluyor. Güzel görünmek, iyi giyinmek, başarılı görünmek, farklı olmak üzerine kişiliklerimiz inşa ediliyor. Böylelikle olan bir toplum yerine görünen bir toplum çıkıyor ortaya.
Aslında olunması gereken ne? İyi görünmek mi, yoksa İyi olmak mı? Başarılı görünmek mi başarılı olmak mı? Bir tarafta görünmek üzerine kurulan suni bir toplum, diğer tarafta olmak adına yürüyen bir toplum.
Bilge Dedenin siyah ve beyaz olmak üzere iki köpeği vardır. Bunlar aralarında kavga ederken, küçük torunu gelir ve dedesine sorar;
-Dede bu iki köpek ne yapıyor?
-Kavga ediyorlar, der dedesi
-Peki bunlardan hangisi kazanır?
-Hangisini daha iyi beslersen o kazanır, der dedesi
Aslında buradaki köpeklerden biri iyiliği diğeri kötülüğü temsil etmektedir. Biz de öyle değil miyiz? Hangi yönümüzü daha çok beslersek o yönümüz daha kuvvetli olur.
Yaşadığımız dünyada bizi gerçek hayata hazırlayacak bir üniversite yok. Gerçek hayat, hayatın içinde öğreniliyor. Kendimize sahte kişilikler yaratmak yerine, kendimiz olsak topluma da ne kadar iyilik yapmış oluruz.
Toplum ne kadar da bizi bir kimlik olmaya zorlasa da bizim hedefimiz ŞAHSİYET olmak olmalı, kendimiz olmak olmalı.
İnsan ancak kendi özünü korursa orijinal olur. Ve hepimizin orijinal insanlara o kadar ihtiyacı var ki.. Samimi, içten bir gülüşe
Biraz kendimize dönsek, içimize baksak. Özümüze odaklansak.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan diyor ki; “İdeal olan kişilik yapısı B Tip kişilik yapısıdır. Yani sakin, acelesiz, iyi dinleyici, telaşsız, zaman baskısını fazla yaşamayan, yumuşak başlı, yavaş ve tartarak konuşan, sakin araba kullanan, duygularını paylaşan kimselerdir. Kendilerinden hoşnutturlar. Kusursuzluk meraklısı değillerdir.”
Ne diyelim ,.. ben de niyet ediyorum B Tip Kişilik yapısına.