KİM KAYBEDİYOR?- Hasan İlhan
Ülkenin her bir tarafında yağmur, soğuk, kar ve boran almış gidiyor…
Malum kış ayları elbette olacak…
Herkes kış aylarında yaşanacakları göz ardı etmeden yaptıkları işe göre önlem veya tedbirlerini almak zorunda…
Mesela; çiftçi ekili tarlasında bulunan sebzelerini soğuk donlardan koruyacak, esnaf kış aylarına göre ihtiyaçlarını tedarik edip reyonlarını ona göre çeşitlendirecek, vatandaşlarımız da kış şartlarına göre kendilerini korumaya çalışacaklardır.
İster istemez imkânları dâhilinde önlemlerini gerçekleştirmeyen veya işine sahip çıkmadan tedbirlerini almayanlar da belli oranda zarar göreceklerdir.
Hem kendileri kaybedecek, hem de Ülke ekonomisinde zarar hanesine yazdıracaklardır.
Baksanıza Tekel işçileri bile kar, soğuk demeden ekmek davalarını nasıl savunuyorlar?
Haklı ya da haksız…
Malum o kadar parayı ben de alıyor olsaydım, ben de kendime göre haklarımı kimselere vermezdim…
Öbür taraftan hükümetin de haklı tarafları yok değil hani. Muhalefet partilerinin bu yılı seçim atmosferine sokmak istediği bir dönemi yaşadığımız şu günlerde Hükümetin geçen yıl yerel seçimlerden önce oy uğruna olduğu söylenen kömür ve buzdolabı yardımlarını karşılaştırma gereği duymak lazım.
Demek ki her şey öyle değil…
Aynı şeyler maalesef Yerel yönetimler için de geçerli. Ülke ekonomisi deyince kimse kimsenin kaybetmesini ister mi ki?
Şahsi kayıpların telafisi mümkün belki…
Ya da daha kalabalık toplumlar için fazla bir şey ifade etmeyebilir…
Fakat yapılan şahsi hataların toplumlara mal olması büyük handikaplara yol açabilmektedir.
Küçük hesapların yapıldığı yerlerde büyük düşünce ve ufukların icraata çevrilebilmesi mümkün olabilir mi?
Büyük bir çoğunluğun desteklemiş olduğu yönetimlerin katılımcı ruhunun hayata geçemediğini gözlemlemek zorunda kalmak ne kadar zor ve güç bir durumdur…
Reylerini vermiş insanlardan bu durumu hissetmeleri ile ilgili olarak, manidar duruma düşürmenin acısını yaşamış birisi olarak sizleri tekrar desteklemelerini nasıl bir daha teklif edebileceksiniz acaba?
Yapılacak olan kişisel icraatların sizleri bir arpa yol dahi ileriye götürmeyeceğini bildiğinize inandığım halde; katılımcı ve Topluma hizmet eden yönetim anlayışını benimsemekten uzak kalınmasını hayretle izlemek birçok insanı olduğu kadar beni de mahcup duruma düşürmekten öteye gitmiyor.
Oysa ne hayalleri vardı sizler için?
Yanlış yapanlara ders verecekler diye…
Kim kaybediyor?
Beldemizin ve Ülkemizin geleceği, insanları, siyasi kültürü…
Şahsi kayıpları o kadar ilgi ve alakadar etmeyebilir belki de…
Ama inanın bu kadar vurdumduymaz bir hal ve tavır içerisinde olmak da gerekli değil herhalde.
Belki birçoğumuz içerisinde bulunduğumuz imkânların, yaşadığımız toprakların değerini, mevsimsel zenginliğin özelliklerinden bihabersiz yaşıyoruz…
Kısacası kendimize olan saygımızı kaybediyor, kaçıyoruz…
Kendi kendimizden uzaklaşıyoruz…
Nereye kadar?
Aynı hatalardan birisi daha…
AKPM Başkanı seçilen Antalya (Alanya) Milletvekilimiz Sn. Çavuşoğlu’na destek vermeyen Ülkemizin Muhalefet Partili Milletvekilleri Tuğrul Türkeş ve Birgen Keleş’ e ne demeli?
Türkiye’de Fanatik futbol taraftarlarının çoğunun bile yapmadığı ona keza, Milletvekillerinin Avrupa arenasında yapabildiklerine inanmak dahi içimden gelmedi doğrusu…
Ne kadar acı bir durum…
Doğrusu şahsi menfaatlerin ve siyasi hesapların bir kenara bırakıldığı günü dört gözle bekleyenlerdenim…
Ülkenin her bir tarafında yağmur, soğuk, kar ve boran almış gidiyor…
İyi Haftalar Dileğiyle,