KENT MEDENİYETİ
Bir arkadaşımla sahil yolunda kaldırımlardan yürüyoruz.
Zart zort korna sesi. “Çekilir misiniz amca” dedi.
Yola biz indik o motoruyla geçip gitti.
ATV denilen araçlar, bisikletler, motorlar ve hatta bazı araç sahipleri bile yaya kaldırımlarında sürüyor araçlarını.
Barbaros Caddesi boydan boya asfaltla kaplandı.
Çizgileri çekilip vatandaşların hizmetine sunuldu.
“Taş kalsaydı” diyenler var.
“Asfalt daha iyi oldu” diyenler de.
Ama önemli olan yolun yapılmış olmasıdır, cadde boyunca orta kaldırımlarda bulunan reklam tabelalarının özellikle kavşaklarda trafiği olumsuz etkilediği doğruydu ve kaldırıldı.
Yine yol boyunca birçok noktada engelli geçişleri bulunmaktaydı.
Trafikte seyreden araçlar için en büyük tehlike engelli geçitlerini kullanan motorlardı.
Sanırım çok yoğun şikâyetler oldu ki, bu geçişler kapatılmaya başladı ama yanlıştı.
Sanırım bu yanlıştan en kısa sürede dönülecektir.
Ekmek toplama kutularına zaman zaman bakarım, ekmek hariç her türlü çöpünü atıyor bazı kendini bilmezler.
Kentin en işlek caddesinin hemen her noktasında ‘günlük haftalık ev’ reklamları yapıştırılmış. Duraklara, elektrik trafolarına ve ağaçlara yapıştırılan bu ilanların altında cep numaraları yazıyor.
Zabıtaların gözünden nasıl kaçıyor anlamıyorum.
Kural tanımayan motor sürücüleriyle gerek jandarma gerekse polis adeta köşe kapmaca oynuyor ama gürültü kirliliği bir türlü sağlanabilmiş değil.
Sahilin hemen her noktasında çöp yığınlarıyla dolu.
Kamelyalarda çekirdek yiyen ve çöpünü yerlere atanları yazmaya bile gerek yok.
Hep turizmin kötü gittiğinden, turistin alışveriş yapmadığından bahsediyoruz.
Siz olsanız yanınızda silah gibi patlayan motor sesleri, yaya kaldırımlarını işgal etmiş araçlar arasından çıkıp, kuş serisi araçlarda avaz avaz bağıran Ankaralı Turgut eşliğinde alışveriş yapar mısınız?
Kent medeniyetine uygun yaşamıyoruz.
Başkalarını rahatsız etmenin zevkiyle tatmin olan zavallılar var.
Ve maalesef bunun önüne hiçbir şekilde geçilemiyor. İş yine ailelere düşüyor. Lütfen çocuklarınıza sahip çıkınız.