KAYMAKAMIMIZ SAYIN ERHAN ÖZDEMİR AZ BİLE SÖYLEMİŞ
Her yıl geçici çözümlerle turizmin çöplüğü haline gelen çürümüş turizm politikasını görmezlikten gelerek, sadece Alanya turizmine çözüm aramakla bu iş başarılmaz.
Bölük pörçük ferdi yada küçük ölçekli günü kurtarmak için bir sürü emek ve paralar harcanarak gösterilen çabalarla, cebine üç beş kuruş harçlık koyarak buraya gelen dilberlerin bedava tatil yapmalarının yanı sıra bol para kazanarak ülkelerine geri dönmelerinden ve düşük gelirli çulsuz turistlerin itibarından daha öteye gidilemez.
Turizm ciddi bir iştir ve ciddi politikalar üretilmelidir.
Denizi, güneşi, doğası, iklimi, tarihi değerleri diğer ülkelerle kıyaslanmayacak kadar zengin olan ülkemiz, dünya turizminden payını alamıyor ise; bu sektörde ben de varım diyen herkesin öncelikle kusuru kendisinde araması gerekir.
Hanutçuluğa devam diyeceğiz,
Marka taklitli sahte ürünleri satmaya devam edeceğiz
Düşük kaliteli her şey dahil sistemine çeki düzen vermeyeceğiz
Hizmet noktasında hala düşük kapasiteli ucuz şarlatanlık yetenekli geçici personel çalıştıracağız
Çevreye karşı duyarlı olmayacağız
Turisti sağılacak koyun göreceğiz
Denizi kirletmek için elimizden geleni yapacağız
Ürünlerimize fiyat etiketi koymayacağız
Güçlü örgütlenmelere gitmeyerek, sözüm ona tanıtım amacıyla seyahatleri iyi beceren bölük pörçük güçsüz örgütlenmelerle “elimizden geleni yaptık” diyerek sorumluluğu üzerimizden atmaya çalışacağız
Her sorunun çözüm yeri olarak yerel yönetimleri sorumlu tutacağız
Deniz ve plaj güvenliğini sağlamayacağız
Turizmin komplike bir kültür meselesi olduğunu benimsemeyeceğiz
Hepsinden daha önemlisi; bırakalım yaya geçitlerinden karşıdan karşıya güvenle geçmeyi, yaya kaldırımda yürürken insanların kendilerini güvende hissetmediğini bir değil on defa düşünmeyeceğiz,
Bir pet şişe suyu 5 TL ye satmayı kazanç saymaya devam edeceğiz, vs.vs.
Geçen yıl yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
On bir kişilik bir turist gurubu bot tur satın alıyor. Kafile bota binerken kerameti kendinde gören bir besleme! binenlerin çantasına varıncaya kadar arıyor. Bir bayanın çantasında yarısı tüketilmiş, diğerinde dolu bir pet şişe su olduğunu görüyor ve pet şişe su ile binmelerinin yasak olduğunu söyleyerek turistin elinden almak istiyor. Turist vermek istemeyince on bir kişilik gurubu bota bindirmiyorlar. Çok öfkelenmiş ve başlarından geçen olaya bir anlam verememiş gurup bana geldi. On bir tane bot tur biletini önüme koydular ve olayı anlatıp ödedikleri bedelin geri alınmasını istediler. Yaptığım araştırmada birde ne göreyim, bu olayın yaşandığı botun sahibi turizm amaçlı kurulmuş bir sivil toplum kuruluşunun yönetim kurulu üyesi çıktı. Savunmaya gelince; botta su satışları düşüyormuş. Ben çok utandım ve kahroldum, sizleri bilmiyorum.
Bütün bunları yok sayarak; özeleştiri yapıp kendimizi düzeltmeyeceğiz, aksine kusuru başkalarında arayacağız.
Bugünkü gazetelerde Kaymakamımız sayın Erhan Özdemir’in Turizm Koordinasyon Kurulu toplantısında yaptığı konuşmayı okudum ve bu konuda ne kadar duyarlı olduğunu ve serzenişinde ne kadar haklı olduğunu gördüm.
Benim tespitlerime göre bu güne kadar bu konuda çok iyi becerdiğimiz iki hayırlı iş oldu.
Bunlardan birincisi; iş, aş, güvence veremediğimiz gençlerimizi, ülkesinde yalnız yaşayan emekli yaşlı yabancı bayanlara koca verdik. Diğeri ise, “BİR MEMNUN TURİST BİN TURİST GETİRİR” sloganını “BİR MUTLU TURİST, MUTLU OLMAK İÇİN BİR DAHA GELİR” düşüncesinin ön plana yerleşmesini sağladık.
Saygılarımla.