KARNI TOK SIRTI PEK
Süleyman Demirel’i 6 kez götürüp 7 kez geri getiren sihirli cümledir. Orta direk ise Özal’ı yıllarca ayakta tutmuştur.
Erdoğan ise dibe vuran ekonominin mimarı siyasetçileri ‘çay simit’ hesabıyla tarihe gömmüştür.
Türkiye’deki hemen tüm iktidarların gidişi cepten dolayı olmuştur.
Yine o gidişin ayak seslerini çağrıştıran bir tükenişin son perdelerindeyiz.
Siyasetin nabzı büyükşehirlerde atar ama gidişatı Anadolu seçmeni belirler.
3 aydır Anadolu’nun birçok yerini dolaşıp insanlarla konuştum.
Konuştuklarımın büyük bir çoğunluğu bugüne kadar Ak Partiye oy vermiş insanlar. Bundan önceki yıllarda, beni gördüklerinde seçim kazanmanın mutluluğuyla gülümseyenlerin, bu defa yüzlerindeki memnuniyetsizliği gördüm, şikayetlenmelerini dinledim.
Sattiklari ürün para etmiyor, aldıklarına ise güç yetmiyormuş, işsizlik ve geçim sıkıntısı orta gelir düzeyindekileri dahi kara kara düşündürüyor.
“Bir daha oy verirsem elim kırılsın” diyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Anadolu insanı tuttuğu bir partiyi kolay kolay bırakmaz, bırakırsa da bir daha asla geri dönüşü olmaz.
Çocuklarına iş bulamayanların genel ifadesi “Bizim arkamızda dayımız yok, torpil olmadan da bunlar kimseyi işe almıyor”
Anadolu’nun diğer bir sıkıntısı ise hızlı göçten dolayı boşalan köyler.
İrili ufaklı onlarca belde belediyesi kapatılmış, yüzlerce kamu binası ise adeta çürümeye terkedilmiş.
Zile’ye bağlı Evrenköy, Güzelbeyli, Yalınyazı ve Yıldıztepe beldeleri köye dönüşmüş. Özellikle Yıldiztepe’nin içme suyu sorunu çok büyük, bir göletten elde edilip hiçbir işleme tabi tutulmadan şebekeye veriliyor.
Sanırım yetkililer insanların zehirlenmelerini bekliyorlar. Muhtara “Seçim zamanı yemin billah edip oy alan Ak Parti Tokat milletvekillerine bu sudan kargoyla gönderin, belki biraz mahcubiyet duyup sorununuza eğilirler” dedim.
Anadolu küçüldükçe tarım bitiyor üretim azalıyor ve insanlar bir umut İstanbul’a göç ediyor. Sen istediğin kadar “Buğday kapçiği” de, insanlar bu ülkenin hayvanlarının bile samana muhtaç kaldığını çok iyi biliyor.
Ahmet Haşim’in Refik beye yazdığı Niğde mektubu kadar olumsuz bir profil çizdiğimin farkındayım ama maalesef durum böyle.
Suriye ile sıcak temas emin olun kimsenin umurunda değil, hemen herkes neyin ne olduğunun ve gazı kimin verdiğinin farkında.
Peki, oy olarak tüm bunlar kime yansır?
Orada da kararsızlık var, Ak Partiden kopan kitle kesinlikle CHP’ye karşı. MHP’yi iktidar ortağı olarak görüyorlar.
İYİ PARTİ ile Ali Babacan’ın kuracağı parti arasında bir seçim yapacaklarını söyleyenler bir hayli fazla.
Meral hanımın makamında oturmak yerine memleketi karış karış geziyor olması diğer partilere de örnek olmalıdır.
Artık CHP’de tüm vekilleriyle sahaya inmelidir. Meclisin ucuz yemek dışında hiçbir etkinliğinin olmadığı ortadadır.
Reddedileceğini bile bile kanun teklifi vermek için harcadıkları enerjiyi, vatandaşlarla bire-bir zaman geçirerek harcamalıdırlar.
Sonuçta, tencere ve cüzdan boşsa her şey boş.
Bu ülkede iktidarlar (Darbeler hariç, asla istemeyiz) tencereden tavadan ve talandan dolayı gitmiştir.