KADIN & ERKEK

Yüzyıllardır kadın o kadar çok bastırıldı ki, son yıllarda ortalıkta bir sürü amazon kadın dolaşmaya başladı.
Neredeyse erkeklerle yarışır duruma geldik. Bu yarışma keşke “üretmek” adına olsaydı!
Maalesef ki bu yarışma daha çok erkeklerle rekabet boyutunda devam ediyor ve etmekte.
Aslında bunun en kökeninde yatan neden; yukarıda da belirttiğimiz gibi kadının hep bastırılması.
Erkekler bunu yaparken neden yapmış olabilir diye düşünmeden edemiyor insan?
Erkekler, neden kadını hep bastırma ihtiyacı duydular?
Tabiki erkeğinki de korku!
Kadına yetmeyen erkek, çareyi kadını bastırmakta  buldu.
İşin iyice özüne inersek, kadının dişil gücü yaratıcıdır, üreticidir, güçtür.
Bunlar o kadar çok bastırıldı ki, toplumumuzda üreten kadından çok; şikayet eden, rekabet eden, tüketen kadından başka profil görünmüyor.
Erkekler bu durumdan da şikayetçi!
Anlamadığım nokta, erkeklerin güçlü kadın istemeyip kadını bastırmaları, diğer taraftan da kadının şimdiki halinden şikayet etmeleri de ayrı bir ironi.
Sanki her şey birbirine girmiş gibi. Güçlü kadın kendini ezdirmiş, bu sefer rekabete, şikayete girmiş.
Güçlü erkek kadını ezmiş, ortaya çıkan kadını beğenmemiş, şikayet etmiş..
Durum “tencere dibin kara, seninki benden kara” durumundan beter.
Diğer taraftan kadınların bu kadar aciz ve bağımlı duruşu hayatlarını da hebadan başka bir şey değil.
“Sadece erkek değildir kadını ezen, kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyor.” diyor Simon de Beauvoir
Kadın olarak artık kendimizi kabul etsek, erkeklerle yarışmak yerine onlarla beraber yürüsek.
Sevgili erkekler, kendinizi ve kadınları artık kabul etseniz. Onlara hak ettiği saygıyı, sevgiyi verseniz
Sözüm hem kadınlara hem de erkeklere;
Sevgili arkadaşlarım, ne kadın erkeksiz ne de erkek kadınsız olur. Birbirimizi tamamlayanız biz. Erkek savaşçı, kadın toplayıcıdır. Erkek veren, kadın alandır.
Erkek mantık kadın duygudur.
Erkeğin ve kadının bir olduğu yerde toplumun da güçlü bir duruşu olur. Unutmayın her şey bizde başlar bizde biter.