İSLAM’DA İFFET DUYGUSU VE HAYA-Nazif Fethi Yalçınkaya

İslam’ın en yüce amaçlarından biri de nefislerde iffet, onurluluk ve temizlik duygusunu yerleştirmektir. İffet ve hayâ duygusu, insanı diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliklerdendir.
Dinimizde hemen her vesileyle kişilerin dürüst ve iffet sahibi olmaları istenmiş ve bu konuda kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın Nûr sûresinin 30 ve 31. âyetlerinde şöyle buyrulmuştur: “Mü’min erkeklere söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını, iffetlerini korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphesiz Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü’min kadınlara da söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını, iffetlerini korusunlar…” Bu âyetler aynı zamanda, namus ve iffetin sadece kadınlara özgü değil, onun kadın-erkek bütün insanlarda bulunması gereken ortak özelliklerden olduğunu göstermektedir. Günümüzde bazı kimseler tarafından iffet, sadece kadınlarda bulunması gerekli bir değer olarak kabul edilmektedir. Oysa iffetli olmak, erkek için de dini ve ahlâki bir yükümlülük ve erdemdir. Ancak iffet ve haya kadında daha güzeldir.
Peygamberimiz (s.a.v) “Haya güzeldir, fakat kadında daha güzeldir.”    “Haya on kısımdır. Dokuzu kadında, biri erkektedir.” buyurmuştur. Kadınların hayası erkeklerden çoktur. Öyle olmasaydı, çok çirkin işler meydana çıkardı. Din düşmanları bunu bildikleri için, daha çocukken kadınlardan hayayı kaldırmaya çalışıyorlar. Hayasız bir toplum meydana getirmeye çalışıyorlar. Maalesef bunda da başarılı olduklarını söyleyebiliriz.Üzülerek söyleyelim ki,  günümüzde iffet ve haya duygusunun yok olduğunun bir emaresi olan çıplaklık, beden teşhiri, mübtezellik ve müstehcenlik çirkin bir ideolojiye ve ticarete dönüştürülmekte ve çağdaşlığın bir göstergesi olarak sunulmaktadır. Oysa yüce Allah  Kur”an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: “İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır.”[Nur 19]
 Haya imandandır.  Hayası olan, Allahü teâlâdan utandığı için günah işlemekten çekinir. İnsanlardan utanmayan Allah’tan da utanmaz. İbn-i Ömer’den rivayetine göre Resulullah (sav), utangaç kardeşine bu huyundan vazgeçmesini söyleyen Medineli bir müslümanın yanından geçti ve ona: “Onu kendi haline bırak; zira hayâ imandandır.” buyurmuştur. Açıktan günah işleyen kimse, hem insanlardan, hem de Allah’tan çekinmediğini gösterir. (Allah’ın bildiğini kuldan ne saklıyayım) demek doğru değildir. Gizli işlediği bir günahı başkalarına açıklamak doğru değildir, hayasızlıktır. Bizzat günahına başkalarını da şahit tutmaktır. Hadis-i şeriflerde Peygamberimiz: “Haya ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır.” “Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar.”buyurmuştur.
 Dinimizde iffetini koruyanlar övüldüğü gibi başkalarının iffetine zarar verecek söz ve davranışlar da yasaklanmıştır.( Enbiya, 21/91; Mü’minûn, 23/5-7; ) Kur’an-ı Kerim’de hiçbir delile dayanmadan başkalarının namusu hakkında olumsuz ifadeler kullananlar için, “İffetli, hiç bir şeyden habersiz mü’min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve âhirette lânetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır.”( Nûr, 24/23-24)  buyrulmuştur.
 Yazımı iffet ve hayâ timsali Sevgili Peygamberimizin Yüce Allah’a şu yakarışıyla bitiriyorum: “Yâ Rabbi! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönü zenginiği  istiyorum.” Allaha emanet olun.