1. Haberler
  2. Sudi Çandır
  3. İNSAN İNSANI SEVMELİ

İNSAN İNSANI SEVMELİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsan, diğer canlılara göre en çok tarifi olandır. Memelilerden, iki eli, iki ayağı bulunan, iki ayak üzerinde dik bir biçimde dolaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan, dille, sözle anlaşan, en gelişmiş canlı sayılan yaratık şeklinde bir tarif ve İnsan, taksonomik adıyla Homo sapiens, primatlar takımının büyük insansı maymunlar familyasının Homo cinsinde bulunan tek canlı türü.

Anatomik olarak 200.000 yıl önce Afrika’da ortaya çıkmış ve modern davranışlarına 50.000 yıl önce kavuşmuştur şeklinde başka bir tarif.

Birde bizlerin tanıdığı insanlarla ilgili tespit ve değerlendirmeleri vardır, iyi insan, bulanık sularla iç, adam gibi adam yada beş para etmez, aman şeytan görsün yüzünü gibi.

İnsanı iyi yada kötü yapan toplum içindeki davranışları, ikili ilişkilerdeki samimiyeti, yaşadığı yere veya dünyaya katkısı, sorunsuz bir yaşam tarzı, toplumun kabullerini aşmamaya gösterdiği özen yada özensizliktir.

Elbette ki bu kavramlar bu değerlendirmeleri yapan kişinin kalitesine ve çapına göre değişir. Örneğin kötü bir insan olarak tescillenen biri bir başkasını övüyorsa şüphe duyarız.

Öyleyse iyi yada kötü tarifini yapan kişinin tarifi bu değerlendirmenin sağlığı açısından önemlidir.

Kötü insanın veya iyi insanın tarifini neye kime göre yapacağız?

Evrensel kabullere mi, dini ritüellere mi, gelenek ve göreneklere uyumuna mı bakacağız?

“Bizi mutlu eden, işimizi kolay kılan, istek ve arzularımızı şak diye yerine getiren biri iyi insan tarifine uygundur” desem tepkiniz ne olur?

Ya da tam tersi bir tarifi düşünün.

Burada ki değerlendirmenin altında yatan ana fikir ‘biz’ Bana göre ‘ben’ size göre ‘siz’. Statüsü ne olursa olsun ikili ilişkilerin en belirleyicisi ‘beni mutlu ediyor’ ya da ‘beni mutsuz ediyordur’ Mutlu eden ‘ben’ ölçeğinde iyi insandır.

Siz ölçeğinde de öyledir.

Mutsuz eden ise kötü insan..!

Mutsuzluk hem mutsuz olanın hem de etrafında ki insanların hayatını kötü yönde etkileyen bulaşıcı bir hastalıktır.

Dostoyevski sorar: “Eğer bir kentin mutluluğu, her gün bir küçük kızın işkence görmesine bağlı olsaydı hangisini tercih ederdiniz?”

Böyle bir mutluluğu tercih edenlerin mutluğu sıra kendi çocuklarına gelene dek sürer. Mutsuzluktan beslenen insanlar gerginlikten fayda sağlarlar; bencil, çıkarcı, korkak, ruh hastası ve toplum düşmanı oldukları ise su götürmez bir gerçektir.

Kindar, intikamcı, hoşgörüsüz ve yalancı olurlar.

Mutsuz toplumlarda gergin, kavgacı, hoşgörüsüz olur ve başkasını mutlu eden her şeye kin besler.

Kanımca coğrafya ile ilgili bir soyaçekim de söz konusudur, yöresel anlamda insanların dinlediği müzikler bile bunu doğrular niteliktedir.

Mutsuzluk kabullenmedir.

Mutluluksa direniştir ve alışagelenleri, toplumun dayatmalarını çoğu zaman hiçe sayıp kendi özünü keşfetmektir.

“Kadın kahkaha atmaz, erkek adam karı gibi gülmez” dayatmalarından mutluluk çıkmaz. Yaşam içerisinde hepimizin bedenimize bir mutluluk borcu vardır, sizi ne mutlu ediyorsa hiç çekinmeden yapın.

Zaten yaşamak, insanın bir başkasına zarar vermeden kendini mutlu etme sanatı değil mi? Yolunuz mavi olsun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!