İHTİRAZLI BAŞKANLAR ve ORTA DOĞUNUN GELECEĞİ- Tacettin Balcıoğlu
Devlet iradesinde, devletin temel kuruluşlarına yön ve ruh veren düşünce akımına siyasi felsefe (daktrin) denir.
Devletin idaresi partiler tarafından benimsenir. Partiler toplum içindeki farklı düşünce ve menfaat toplumlarıdır. Bu açıdan bakacak olursak, geri kalmış (medeni olmayan) Orta Doğu Müslüman kökenli Afrika, Asya toplumlarda siyasi partilerin düşünceleri, partinin ayrılıklarından başka bir şey değildir.
Avrupa’daki siyasi partilerin pek azı, toplumun anayasalarına, kanunlarına, sadık kalmaları, hatta hükümet görevlilerin istifalarıyla, toplum sükuna kavuşuyor. Kuzey Afrika ülkelerinden, Tunus’la başlayan ve sonra yemen, Mısır’a sıçrayan devrim hareketleri, etrafa kurku sardı. Mısır’da ayaklanma hükümeti istifaya zorluyor, Hüsnü Mübarek reform hareketlerinin başlayacağını söylüyor. Diğer taraftan Sudan’da karışıkların başladığı, Suriye Başkan’ı Esat’ın da tedbirler alacağı haberlerini basından izliyoruz. Bu gün, ne yazık ki, Arap ülkelerinin tamamı varlık içinde, yoksulluk çekiyorlar, belirli bir zümre çok lüks içinde yaşıyor. Bu durum elbette, O işsiz güçsüz, parasız insanlar her şeyi biliyor, görüyorum. Uzun yıllar (30-40 yıl) bu insanları sömürdükleri yetmiyormuş gibi, Orta Doğunun ve Afrika’nın başkanları öl-dükten sonra da çocuklarına; servet sizindir diyerek koca devleti, taşı toprağıyla, miras bırakıyorlar.
Bu ülkelerde eğitim hemen, hemen kasten yapılmaz. Millet cahil kalsın diye. Senelerce Orta Doğunun, Afrika’nın İslam ülkeleri halkı baskıcı bir rejimle yönetildi, diledikleri gibi, orduyu, emniyeti ve devlet çalışanlarını gayri kanuni yasalarla insanları sömürdüler, yediler, içtiler. ”Orduyu ayakta tutan sebeplerin başında disiplin gelir. Bir millet toplumunun hayatı ve selameti ise, o millet içinde serbest münakaşasının mevcudiyetine, hukukun üstünlüğü ve adaletin tarafsızlığının devamına bağlıdır.
Yoksa toplumda münakaşa hürriyeti ortadan kalkmışsa, disiplini kalmamış bir ordunun akıbeti kadar tehlikeli olur o toplum. ” Atatürk” Milliyetin çok belirgin niteliklerinden birisi dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka TÜRKÇE konuşmalıdır. TÜRKÇE konuşmayan bir insan TÜRK kültürüne, Topluluğa bağlılığını iddia ederse, buna inanmak doğru olmaz ” Atatürk ” Türk dili, dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilen bir dildir” Atatürk ” ey… Ulu Allah’ım… Türkiye’mizi cehaletten, yoksulluktan, yolsuzluktan işsizlikten Sen Kurtar bizleri. Amin