HURAFELER 2-Nazif Fethi Yalçınkaya
Günümüzde maalesef; kabirler, insanların faniliğini ölüm gerçeğini hatırlatan ibret alınması gereken yerler olmaktan çıkmış, dünyevi işlere cevap aranan yerler haline getirilmiştir. Mesela, Payallarda bir türbe var o türbede aynen şöyle yazıyordu: “dünya işlerinde sıkıntıya düştüğünüz zaman kabirlerden yardım isteyin” altına da hadisi şerif diye yazmışlar. Tabi o yazıyı müftülük olarak derhal kaldırttık. Ağlanacak hallerimiz bunlar.
Yine halk arasında bazı şeyler uğursuz sayılmaktadır. Kimileri ayların, kimileri günlerin veya gecelerin, kimileri hayvanların, kimileri ise bazı eşyaların uğursuzluğuna veya uğurlu olduklarına inanmaktadır.
Baykuş ötmesi, İnsanın önünden kara kedi geçmesi, İnsanın veya arabanın önünden tavşan geçmesi, Kargaların ötüşü ve horozların vakitsiz ötüşü vb.
İki bayram arasında nikah kıyılması veya düğün yapılması, cuma ve arife günlerinde çamaşır yıkanması veya dikiş yapılması, gece vakti tırnak kesilmesi, gece aynaya bakılması, yine gece vakti ev süpürmek, geceleyin dışarıya sıcak su dökülmesi, salı günü temizlik yapılması ve akşam vakti sakız çiğnenmesi vb.
Uğursuz olduğu kabul edilen şeylerden bazıları ise şunlardır;
Sol gözü seğiren kişinin bu olayı kötüye yorumlaması sağ göz seğirirse hayra yorumlaması,
Kişinin üzerinde dikiş yapılacaksa veya düğme dikilecekse ağza bir şey alınması yoksa başa sıkıntıların geleceğine inanılması,
Kapı eşiğinde oturan kişiye iftira atılacağına inanmak, erkeğin önünden kadının geçmesinden dolayı erkeğin nasibinin kapanacağı
Ezan okunurken köpek ulumasını şerre yormak,
Evde cam veya porselen gibi bir şey kırıldığı zaman belanın defedildiğine inanmak,
Merdiven altından geçmeyi uğursuz saymak,
Sağ kulağın çınlaması hayra sol kulağın çınlamasını şerre yormak,
Ayakkabı veya terlik ters dönmesini uğursuzluğa saymak,
Gece vakti sandık açmayı mezarının açılmasına saymak,
Kişinin üzerinden geçildiği zaman boyunun büyümeyeceğine inanmak vb. gibi şeyler halkımız arasında sıkça karşılaştığımız hurafelerdendir.
Halk arasında saymış olduğumuz bu hurafelere benzer daha birçok hurafeler vardır. Tarihin her döneminde varlığını koruyan hurafeler, insanın ruh ve tabiatına uygun düşmeyen, akla ve mantığa aykırı şeylerdir. İnsanların karşılaştığı problemleri çözmede doğru yolların dışında, yanlış yollara sapmaları hurafeleri iyice yaygınlaştırmıştır. Bu sebeple uğuru veya uğursuzluğu yaratılmış mahlukat’tan beklemek doğru değildir.
Unutmayalım ki; insanın başına Yüce Allah’ın dilemesinden başka hiçbir şey gelmemektedir.
Peygamberimizin (s.a.v) yanında uğursuzluktan bahsedilmişti. Buyurdular ki:
“Bunun en iyisi fe’l (uğur çıkarma)dır. (Uğursuzluk inancı) bir müslümanı yolundan alıkoymasın. Biriniz, hoşlanmadığı bir şey görecek olursa şu duayı okusun: ” Allahım! Hayrı ancak sen verebilirsin, kötülüğü de ancak sen defedebilirsin. İbadet, çalışma, korunma vs. için muhtaç olduğumuz güç ve kuvvet de ancak sendendir.”( Ebu Davud, Tıbb 24)