HEM ANAHTAR, HEM MAAŞ.-Sudi Çandır
CHP’ye: Siyasi parti liderlerinin seçimlerden önce verdiği hiçbir söze inanmıyorum. Önümüzde bir genel seçim var.
Başta CHP genel başkanı Sayın, Kılıçdaroğlu olmak üzere irili ufaklı tüm partilerin “tavlama” vaatleri başladı.
Neymiş efendim?
Kömür, fasulye devri bitecekmiş ve her ihtiyaç sahibine 600 ile 1200 TL arası aylık yardım verilecekmiş!
Kim tarafından?
Devlet….
Kim verecek?
Sayın Kılıçdaroğlu.(Başbakan olursa!)
Ülkemizde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun tarifine uyan üç milyon insanımız var.
Bu da basit bir ortalama ile 20 milyar TL gibi bir rakama tekabül ediyor.
AKP hükümeti döneminde (Belediyeler dâhil) 2010 yılı itibariyle ‘14 sosyal yardım kuruluşu ve farklı organizasyona’ ait 4,1 milyar liralık yardım dağıtılmış. (bilinen)
Kısacası: Sayın kılıçdaroğlu’nun yaklaşık 16 milyon TL gibi bir kaynak yaratması gerekiyor.
“Bu kaynağı kayıt dışını önleyerek sağlayacağım” demesi yetmiyor.
Kendisi hesap uzmandır.
Bu hesabı halkımıza mantıklı bir şekilde açıklamalıdır,
Aksi takdirde Sayın Çiller’in iki anahtar vaadinin ötesine geçemez.
CHP’de Sayın Muharrem İnce’yi çok beğeniyorum.
MHP’ye: Sayın Bahçeli’nin milliyetçi söylemlerini gerçekçi ekonomik ve sosyal projelerle desteklemesi gerekiyor.
Kendisi gerçekten çok beğendiğim bir devlet adamı.
Ülkemizin içinden geçtiği olağanüstü dönemde üzerine düşen görevi çok başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Parti teşkilatlarına yaptığı sağduyu çağrısı sayesinde ‘ülkücü’ gurupların Devlet adına koruculuğunun önüne geçmiş ve onların güç odakları tarafından kullanılmasını engellemiştir. MHP’de Sayın, Oktay Vural’ı çok beğeniyorum.
AKP’ye, Aslında Sayın, Erdoğan’ın ilk söylemlerini ve vaatlerini beğenmiştim.9 Yıllık AKP iktidarının yaptığı başarılı icraatları araştırırken!…
Açık unuttuğum haber kanalından şu ifadeler kulağıma ulaştı,”Ergenekon sanıkları Mustafa Balbay, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan’a hücre cezası”
Bilinen hukukumuza göre hücre cezası, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlara ve cezaevinde iken devamlı sorun çıkaran mahkûmlara uygulanmaktadır.
Henüz haklarında kesinleşmiş bir cezaları bulunmayan iki parti lideri ve bir yazarın böyle bir muameleye tabi tutulması, AKP aleyhine yazılar yazan gazetecilerin ve yazarların ‘E’ tipi örgütten yargılanıp, ‘S’ tipi cezaevlerine konulması, 9 Yıllık AKP İktidarının en beğendiğim icraatı olarak karşıma çıktı.
Boşuna dememişler,”Beterin beteri var” diye.
Daha düne kadar “aldığı hapis cezası nedeniyle mağdur olduğunu, kendisine haksızlık yapıldığını, sadece bir şiir okuduğu için hapse tıkıldığını” söyledi.
Bundan dolayıdır ki, Adaletsizliğe isyan ettiği, adaleti sağlamak istediği için partisine Adalet ve kalkınma partisi ismini verdi.
Sonuç olarak parti ismindeki ‘A’ harfini hükmünü yitirmiş gibi!
KP. Kalkınma partisi. Doyuncaya kadar. Yoruluncaya kadar. Ve “artık gidecek yerimiz yok” deyip duruncaya kadar.
NOT: Sevgili dostum Hikmet Türen, aramıza “hoş geldin”