HEDEF: 2023 ama BEN SENİ HİÇ SEVMEDİM Kİ-Sudi Çandır

Şimdi yeni hedefleri 2023, AKP’nin seçim afişlerindeki en göze batan sloganı olarak öne çıkıyor.
Dokuz yılı aşan iktidar dönemlerinden başlayarak 2023 yılına kadar neleri değiştirecekler diye biraz kafa yorup kaleme almak istedim.
2001 yılında bir litre benzin. 0.58 kuruştu.
2011 yılında 4,5 kuruş.
2023 hedefimiz eğer sizler, “durmak ‘YÖK’ yola devam” derseniz!
45 TL. Olacak
Yine sizler ,”Durmak YÖK yola devam” demeye devam ederseniz. Sizlerden aldığı güçle 2001 yılında 0,43 kuruş olan bir litre mazotu en az 40 TL yapacaktır emin olun.
Demek ki arabası olan her yüz kişiden 48 tanesinin AKP’ye oy vermesi gerekiyor.
Peki, verirlerimi?
Bence verirler. Çünkü bundan önceki iki seçimde ve referandumda verdiler.
Yine her yüz çiftçiden en az altmış tanesi, “durmak YÖK yola devam” diyecektir.
Daha öncesinde de öyle yaptılar.
Biz devam edelim 2023 hedeflerine; Kamudaki her yüz kişiden en az 30 tanesi işini kaybedecek.
Şimdi bu da nereden çıktı demeyin.
Bizler bu iktidarla tanıdık ’taşeron işçiliğini, 4B,4 C, yumuşak G kategorilerini.
Eğitim gibi en önemli meselede bile el altından KUNTA KİNTE ve köle ISAURA yapıldı öğretmenlerimiz.
Yalan mı?
2023 hedeflerinin olmazsa olmazı tam sivil anayasaymış. Hatta bu konudaki en önemli çıkışı geçen hafta yaptı “ağlayan Şirin”.
Yeni anayasayı öyle bir Şirin’leyeceklermiş ki Karga Mell bile Şirin avına çıkmaktan vazgeçecekmiş.
Bu durumda sadece Kedi Azman işinden olur ama ne yapalım önemli olan çoğunluğun mutluluğu değil mi?
O zaman “ne” diyoruz?
Durmak YÖK, yola devam.
“YÖK” demişken YGS sınavları ve bilumum imtihanlar kaldırılacakmış.
Hakkı yenilen 1 milyon 700 bin öğrencinin içi rahat olsun. Öğretmeden Seçilip Yerleştirme Merkezi kurulacak. Çünkü her yüz öğrenciden 82’si AKP ye karşıymış.
Bunun da çözümü 2023 hedeflerinin içinde. O zaman durmak YÖK yola devam.
Konudan çok saptık.
TCDD başta olmak üzere (TBMM hariç) elde kalan diğer kurumların tamamı satılacak ve böylece “Devlet babaya sırtını daya da nasıl olursa olsun” özlü sözü anlamını kaybetmiş olacak.
“Orman kanunu” mu var bu ülkede kardeşim?
YÖK artık. Bütün ormanlar özelleştirilip şeffaflaştırılacak. Buralara vida, kopil ya, somun ve cıvata kuleler yapılacak.
Yine İstanbul’ iki yeni şehir kurulacak.
 Rumeli ve Anadolu tarafına.
Yine zatı şahanelerinin deyimiyle buralarda en az birer milyon insan yaşayacak.
Çılgın projenin dışında. ‘O’ başka!
 “Anadolu kazansın İstanbul yesin”
Hatta tüm ülkeyi İstanbul’a taşıyalım.
İstanbul rüyasıyla yaşayan her yüz işsizden 58’i kesin oy verir.
Neden?
Bir dostumun çok beğendiği bir hanıma evlenme teklifine şahit oldum.
Hanım,”Sen çok beyefendisin, ben maço erkek severim” deyince durup kaldım.
Acı çekmekten hoşlanan bir kültüre sahibiz.
Mazoşist atraksiyonlarımız efendiliğin ve kibarlığın önüne perde çekiyor.
Sokak kabadayılarının namı BABA olduğu sürece “Al Ananı git” sözü daha çok iş yapar bu ülkede..
Şaşırmıyorum.
Üzülmüyorum da.
Herkes kendi sonunu hazırlar.
Ha bana gelince…..
Daha ismi yeni yeni duyuluyordu.
İstanbul belediye başkanı olduktan birkaç yıl sonra bir arkadaşım övgüyle bahsetti ondan.
Sebebini sorduğumda,”İstanbul’u İstanbul yaptı” dedi.
Ben İstanbul’un her semtini, o sevgili dostumun hiç İstanbul’a gitmediği kadar iyi bilirim.
O zamanlarda güven duyup sevemedim. Şimdi de sevmiyorum.
“Neden” derseniz?
Ben Ülkemi, cumhuriyetimi, ağır aksakta olsa demokrasiyi seviyorum.
Yani kısacası kendi deyimiyle “Ters mıknatıslanma yaptı” bende.