HAYATINIZDA DEĞİŞİKLİK YAPMANIN TAM ZAMANI
Sevgili okuyucularım, bu yazımda sporda ve hayatta neden hedeflerime ulaşamıyorum konusuna değineceğim.
Kimisi kitap yazmak istiyor, kimisi eğitimine devam etmek, kimisi işini değiştirmek istiyor, kimisi de kilo vermek. Birçoğumuz hayatımızda köklü değişiklikler yapmak istiyoruz ancak kendimizi sıkışmış hissediyoruz. Üstelik bu sıkışmışlığımızı de ürettiğimiz türlü türlü bahanelerle iyice içinden çıkılmaz bir hale sokuyoruz. Örneğin zamanım yok, param yok, ailem istemiyor, yerine getirmem gereken başka sorumluluklarım var gibi cümleler bu bahanelerden sadece birkaçı. Her ne kadar bir şeyleri değiştirmek istediğimizi söylesek de hemen arkasından bu neden yapamayacağımıza dair nedenleri sıralıyoruz. Bunlar gerçekten sizi yapmak istediğiniz işten alıkoyacak bahaneler mi?
Bu konuda yapılan araştırmalara göre ise bu tür insanların aslında değişime hazır olmadıkları biliniyor. Araştırmalara göre bu kişiler sadece değişim düşüncesi aşamasında yaşıyor ve bir sonraki aşamaya geçemiyor. Bazıları bunu inkar, problemleri görmezden gelme veya başkalarını suçlama şeklinde yapıyor. Bazıları ise kendileri aslında değişimi istemiyor, çevresindeki kişiler onlardan değişmelerini istiyor. Örneğin aslında kilo vermek istemiyor, etrafındakilerin “Çok kilolusun”, ‘’Saçın sana yakışmıyor’’, söylemlerine bir son vermek istiyor.
Değişiklik istiyorsanız, öncelikle kendi önünüzü tıkamaktan vazgeçin
Hayatta bir şeyleri değiştirmek için öncelikle farkındalığınızı geliştirmeniz ve çözümler üretmeniz gerekiyor.
Aslında birçoğumuz, kendimiz dışındakileri güçlendirerek kendi kendimizi adeta sabote ediyoruz. Başka insanlara, başka önceliklere önem veriyoruz, zamanımızı ve enerjimizi onların talepleri uğruna harcıyoruz. Başkalarını veya dış etkenleri suçlayanlar, psikologların “dışarıdan kontrol edilen” dedikleri bir ortamda yaşıyorlar. Yani hayatlarında olup bitenin, kendilerinin dışındaki güçler tarafından belirlendiğine inanıyorlar. Bu durum bir bakıma insanları “öğrenilmiş çaresizliğe” sürüklüyor. Umutlarını yitiriyorlar, yaptıklarının hiçbir şeyi değiştiremeyeceğine inanıyorlar. Bu da tabiki sadece bencil olup sosyalliğinizi bir minimuma indirin anlamına gelmiyor.
Kendi içlerindeki gücü başkasına teslim edenler, çözüm üretemedikleri sorunlara odaklanıyorlar. Bunun arkasından da korku duygusu geliyor.
Değişiklik istiyorsanız, öncelikle kendi önünüzü tıkamaktan vazgeçin. Değiştirmek istediğiniz şey çok büyük, çok ürkütücü, çok zorlayıcı ise öncelikle ufak adımlarla başlayabilirsiniz. Burada en önemlisi sabırlı olmaktır.
Kabul edelim, değişim herkesi biraz ürkütür. Şartlar ne kadar rahatsız edici olursa olsun, en azından tanıdık, bilindik şartlardır. Değişim ise insanı o bilindik durumdan çıkarıp, büyük bilinmezlere götürür.
Hayatta bir şeyleri değiştirmek için öncelikle farkındalığınızı geliştirmeniz ve çözümler üretmeniz gerekiyor. “Bunu yapamam çünkü…” dediğiniz her durumda kendinize “Peki neyi yapabilirim” diye sorun. Değiştirmek istediğiniz şey çok büyük, çok ürkütücü, çok zorlayıcı ise öncelikle ufak adımlarla başlayabilirsiniz. Size kimse bir ayda otuz kilo verin demez, fakat o kiloları vermek için en azından spora başlamak ve beslenmenize dikkat etmelisiniz. Önünüzdeki fırsatları geliştirmeye çalışın, hedefinize odaklanmak için sorunların ötesine bakın ve daha sonra sizi hedefinize götürecek bir yol haritası çıkarın. Bu yola önce ufak adımlarla başlayın. Kendinize alternatifler sunun. Eğer alternatifleriniz varsa, attığınız adım başarısızlıkla sonuçlansa bile ilerlemeye devam edebilirsiniz. Bunların hepsini ben nasıl başaracağım diye paniğe kapılmayın, gideceğiniz spor salonlarındaki iyi eğitilmiş antrenörler size b konularda da yardımcı olacaklardır. Görüyorsunuz ki spor her konuda size her zaman yardımcı olup, gelecek için atacağınız adımlarda düzgün kararlar vermenizi sağlayacaktır.
İçinizde ki tembelliği yenin, benim spor salonuma gelip, görüşüp ben gelecek aya başlayacağım diyen kişilerin yüzde doksandan fazlasını bir daha göremiyorum, sebebi de ben bu sporu yapamam veya bana ağır gelir gibi bahanelerdir. Yukarıda da değindiğim gibi tembellik hislerinizi kesinlikle yenmeniz gerekmektedir.
Sevgili okuyucularım hepinize spor, sağlık, mutlu ve huzur dolu günler dileklerimle.