GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN-Hasan İlhan

Siyasi Partilerde aday adayları bu aralar bir koşuşturmaca içerisinde…
Ön seçim ihtimaline karşı köşe bucak delege ziyaretlerinde bulunuyor.
Gayet normal, bir o kadar da doğal buraya kadar olanlar.
Bir esnaf alışverişi esnasında karşılaştım. Rastlantı ya, aday adayı da tam o esnada ziyarete geldi.
Kendini tanıttıktan sonra “milletvekilliğine aday adaylığını koydum” demeye kalmadı, esnaf arkadaşım “tanıdım” dedi ve “beni de unutmuşlardı zaten ben de partiyi unutmuştum” demesin mi?  
Az çok partinin hangisi olduğunu söylememe gerek yok galiba. Çünkü başka ön seçim yaparım diyen yok!
Yeniden halkçı, yeniden demokrat olma çabasında olan, ancak demokrasinin gereği olan zamana daha çok ihtiyacı var.
Bununla beraber partilerin seçim beyannameleri için harıl harıl çalıştıkları, yakın zamana kadar da strateji ve politikalarını öğrenmiş olacağız.
Burada Millet olarak da en çok merakla beklediğimiz veya odaklandığımız nokta çok önemli.
Geçmiş yıllarda da çokça duyduğumuz ve başımızdan geçen havada kalan vaatler…
Şimdi düşünün…
Yerel seçimler de dâhil bütün seçimlerde adaylar ve liderler tarafından verilen vaatlerin gerçekleşme oranlarının uygun istikrar ve huzura bağlı olduğunu açıkça görürüz.
İstikrar ve huzur o kadar kolay elde edilmiyor elbette…
Bu durumun seçim sonrası gerekli olduğunu belirttikten sonra partilerin vaatler konusunda gerçekçi olması için ortaya koyması gereken kriterleri olmalıdır.
Mesela; Partinin özel hedefleri olmalı.
Memleketin kangrenleşmiş sorunlarına çare üretmeli, proje geliştirmeli.
Mesela bu projesini çözümleme noktasında ölçülebilir hedefleri olmalıdır. Yani, maddi boyutunda kaynak belirtmelidir.
Birbirimizi kandırmayalım, kendi adlarını söyleyerek bu işe çare bulmakla olmaz.
Bu ülkenin yargısının, noterinin bile güven sorunu olduğu yerde bu kadar ucuz konuşmalara artık prim verilmemesi, tartışma götürmemesi gereklidir.
Gerçekçi hedefler mutlaka gereklidir.
En önemlisi de hedefi gerçekleştirmek için uygun zaman seçilmelidir.
Bu kısım iktidarı elinde tuttuğun zaman olur elbet…
Bu kıstasları belirlemeyen partilerin oy ivmelerini yukarıya doğru taşımaları imkânsızdır.
“Ben iktidara gelince açıklayacağım” demekle oyunuzun ne kadar artacağını, kaza ile kazandığınızda da ne hale düşüldüğünü hepimiz biliriz herhalde…
Partiler kendilerini iktidara hazır hissetmelidirler.
O hissi verebilmelidirler.
Partiler analizlerini iyi yapmalıdırlar. Nerede ve hangi konularda güçlüsünüz, zayıfsınız?
En önemlisi de rakipleriniz nasıl?
İktidar için hazır mısınız?
Şahsen ben, altı dolu gündemleri yaratanların gelecekte daha sağlam ve iktidarı hak eden partinin başarılı olacağı kanaatindeyim.
Hani bizde de derler ya, “Geç olsun güç olmasın”.
İşte ondan.
Yoksa “acele eden, ecele gidiyor”.
Sonra acılar hepimizi derinden yaralıyor, derdimizi anlatacak yüzümüz kalmayabiliyor.
Benden söylemesi.
Sevgili öğrenciler, geçen cuma karnelerinizi aldınız.
Bu aynı zamanda sizin ve velilerimizin de ilk dönem aynası.
Biliyorsunuz başarısız olanların telafisi de mümkün…
Dinlenerek sistemli çalışmak…
Tüm öğrencilerimize başarı dolu bir dönem ve kucak dolusu sevgilerimi sunuyorum.
Esen kalın, hoşça kalın…