EKONOMİ ve EKREM
Eski cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in tarihe mal olmuş sözüdür “Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur”
Yerel seçimlerde sıklıkla vurgulanan “Beka sorunu” vatandaş nezdinde yer bulamamıştır.
Zira vatandaşın asıl sorunu ve gerçek sıkıntısı mutfaktadır.
2 yıl öncesinden yükselmeye başlayan temel gıda ürünlerindeki fiyat artışlarının ‘geçici değil kalıcı olduğu’ görülmüştür.
Bundan sonraki yıllarda bu fiyatları dahi arayacağız.
Hızla artan nüfusumuza rağmen köyler boşalmıştır.
Nüfusumuzun sadece %7,5’i tarımla uğraşmaktadır.
Bu oranın 10 yıl sonra %5’e düşeceği öngörülmektedir.
Bu fahiş gıda fiyatlarına bir önlem alınmaması ya da önlem olarak ithalata yönelik vergi teşviklerinin getirilmesi geçici bir çözümdür.
Türkiye hiçbir zaman kendine yüzde yüz yeten bir ülke olamadı ama soğanı, patatesi hatta marulu dışarıdan alacak duruma da düşmedi.
Yerel seçimlerde Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde iktidarın neden kaybettiğinin cevabı “Seçimlerde hile” değildir.
Buna sığınmak gerçek sıkıntıların hala anlaşılamadığının, vatandaşın verdiği mesajın görmezden gelindiğinin işaretidir ya da sorunlar biliniyordur da önlem alınamıyordur.
“İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” ama İstanbul’u muhalefetin olağanüstü başarısı, iktidara alternatif politikaları ve karşı umut olması kazandırmamıştır.
İstanbul’u vatandaşın tepkisi, iktidara bir ders verme kararlılığı ve en önemlisi Ekrem İmamoğlu’nun olağanüstü performansı kazandırmıştır.
Bu seçimlerin ülke genelinde tek kazananı Ekrem İmamoğlu tek kaybedeni ise Sayın Erdoğan olmuştur.
Tıpkı Nurettin Sözen’den İstanbul’u teslim alan Sayın Erdoğan’ın o günden bu güne kadar tek kazanan olduğu gibi.
“Tamam, kardeşim bende beğenmiyorum ama alternatif kim?” sorusuna cevap olma şansı Sayın İmamoğlu’nun elindedir.
İnsanları siyasi fikirlerinden dolayı ayırmadan, Kürt, Türk, Alevi, Sünni gibi kaygıları olmadan, İstanbul’da yaşayan herkes İstanbulludur” mantığıyla hizmet eder, şaibeli işlere girişmezse, seçimlerde ki kişiliğini yönetirken de sergilerse, geleceğin cumhurbaşkanıdır.
Bu gerçeğin muhalifleri de farkındadır ve üstüne üstüne gidecek, pireyi deve yapacaklardır. İmamoğlu’nun bu tuzaklara düşeceğini sanmıyorum.
Gerçekten de çok sabırlı, zeki, içten ve samimi bir kişiliğe sahip.
Nasıl ki Nurettin Sözen’den İstanbul’u alan sonraki dönemde Türkiye’yi almıştır.
Nasıl ki o dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar yani ‘tencere’ iktidarı koltuğundan etmiştir. Aynı şartlar daha fazlasıyla bugünde mevcuttur.
Ya iktidar kendini toparlayıp halkın sıkıntılarını çözüp bu ‘hayat pahalılığına’ dur der.
Ya da kendisini iktidara taşıyan şartlara yenilip koltuğu teslim etmek zorunda kalır.
O isim şimdiden belli.
Ekrem İmamoğlu.
Ekonominin Ekrem’i