EĞRİSİ DOĞRUSUNA UYMUYOR

En çok siyasi senaryoların yazıldığı haftayı yaşadık geride bıraktığımız hafta. Bu haftada böyle geçer diye umuyorum.
Belediye Meclis listesinin parti teşkilatlarını ve adaylarını bir hayli yorduğu gözleniyor. Mahmutlar Post Gazetesi olarak da payımızı aldık, bu yorgunluktan.
En küçük bir çıtırtılı haberde, meraklılar telefona sarılıyor, ‘O oraya geçti mi, bu buraya geldi mi?’ sorularına cevap vermeye çalışıyoruz bildiğimiz kadarı ile…
Ama bizde herkes siyasetçi.
Toplum olarak her şeye bir kulp buluruz biz.
Mesela bir Belediye Meclis üyesi için, ‘Boş bir adam üç beş oyu var’ diye meclise yazılmamalı’ diyenler, ‘oyu var ama adam değil’ diyenler, ‘o yazılırsa partiden çok oy kaçar, o olmaz bizim partili değil’ diyenler, ‘hep yerli olmaz, yabancı da yazılması gerek yoksa yabancıların oyunu alamayız’ diyenler ve buna benzer bir sürü yakıştırmalar rüzgarı esiyor bölgede.
Bu da siyasi partilerdeki yöneticilerin işini zorlaştırıyor.
O zaman tüm bunları sokaktaki halk kitlesine sorarak, belirlememiz gerekmez mi?
O zaman da işin içinden çıkılmaz hal almaz mı? Öyle olduğunu var sayarsak, yöneticiye ne gerek var?
Genel merkez her seçim bölgesine bir anketör gönder-sin ankette kim çıkarsa Belediye Başkanı da, meclis üyeleri de öyle belirlensin.
Kısacası eğrisi doğrusuna uymuyor.
Belediye Başkan adayları içinde aynı sözleri söylemişlerdi.
Kimisi dedi köylü, kimisi bu köylüyü sevmez dedi,  kimisi iyi ama parti etiğine uymaz dedi ama adaylar belirlendi şimdi çalışmalar devam ediyor.
Dedim ya biz hepimiz siyasetçiyiz.
AK Parti Alanya Belediye Başkan adayı Hasan Sipahioğlu’na köylerden tepkiler başladı. Bu tepkileri hem görsel, hem de yazılı basından takip ediyorsunuzdur. ‘Köylüyü sevmez, köylüye hakir bakar’ denilen Sipahioğlu’nun ilk koştuğu yer Kıllı köyü oldu. Burada bir köylünün Sipahoğlu’na, elindeki değneği ile işaret ederek, ‘Bu da kim şimdiye kadar hiç görmedim’ söylemi konuyu özetledi.
Sipahioğlu bu söylemlerin kamuoyunda yer bulacağını bildiği için ilk açıklaması, ‘kim demiş benim köylere gitmediğimi, ben her köye gittim, hizmet götürdüm’ dedi.
Demek ki bu konuda Sipahioğlu’nun bir zaafı bulunuyor.
Toslak köyünde açık hava toplantısı yaptı CHP adayı Şefik Türktaş, orada köylülerin Sipahioğlu’na karşı tepkileri olumsuz yöndeydi.
Köylü,  “Sipahioğlu halkın köylünün belediye başkanı değil, ağaların Belediye Başkanı oldu” dedi. Toslak’taki bu ses aslında pekte alışmadığımız bir renkti. Çünkü Tos-lak nere, CHP nere?
Buradaki seçmenler genellikler sağ partilere sıcak bakarlar. Burada CHP adayı Şefik Türktaş’ın Oba Belediyesi’ndeki başkanlık yaptığı dönemlerdeki köylü halkına karşı bir sıcak yaklaşımını gösteriyor.
Toslak köylüsü, ‘Şefik Başkanın kapısına vurdum girdim. Sipahioğlu’nun kapısına elimde dilekçe giremedim, Toslak köyüne ne kadar davet ettik ise gelmedi, bizi hakir gördü’ demesi ve Toslak köyü gibi bir kırsalda 400 kişinin alkışlaması AKP’yi zora sokacak gibi görünüyor. Eee ne dersin, bunlar elbette olacak.
Bende Hasan Sipahioğlu’nu 50 yılda iki defa Mahmutlar’da gördüm. Mahmutlar Alanya’ya 9 kilometre uzaklıkta, buraya iki defa gelmediyse Toslak köyüne, Kıllı köyüne gitmemesi gayet normal.
Mahmutlar’dan meclis ile ilgili haberleri de almaya başladık. AKP Belde Teşkilatının, ‘Mustafa Keşoğlu partimize hiç oy taşıyamaz, hatta partimize gelirse kopmalar olur’ serzenişlerine karşı ‘Sipahioğlu, Mustafa Keşoğlu’nu listeye kesin yazacak’ söylemleri gündemde, benimde tahminim bu yönde.
MHP’de Alaattin Çakır sesleri ile birlikte Mahmutlar’ın siyasi yapısı biraz şekillenecek.
Mahmutlar’da CHP biraz sancılı. Daha öncede defalarca bu köşeden CHP il ve ilçe yöneticilerini uyardım.
Aklın yolu bir.
‘Bir aday eğer örgütünün sesine kulak vermezse sıkıntılar meydana gelir’ dedim pekte tınlayan olmadı ama manzara ortada.
CHP Belde Örgütünde yaprak kıpırdamıyor. Belde dışından biraz hareket edilmeye çalışılsa da dökme suyla değirmen dönmeyeceğini bilmelidirler. CHP için zaman geçmiş değil. Hatayı anlamak ve geri dönmekte bir erdemliktir. Eğer inat edilirse 30 Mart’ta sonucu hepimiz görürüz, bu da istediğimiz bir dilek değil. Ama elimizden gelen bir şey olmayınca sadece bekleyip, ‘hep beraber görürüz’ demekle yetiniyoruz.