DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU’DA YAŞANAN OLAYLAR
Gün geçmiyor ki buralarda yaşanan olaylar anında medya’ya yansıyor ve toplumun tepkisi de gecikmeden ortaya çıkıyor.
Yaşanan olayları biliyoruz.
Örneğin; Karayoluna barikatlar kurup, buralardan geçen araç sahiplerine kimlik sormaları karşılığında yetkili kişilerin biraz esnek davranmaları bu kişilerin şımarmalarına nedne olduğunu hepimiz üzüntüyle izliyor ve toplumunda yurt genelinde tepkisi hemen ortaya çıkıyor.
Son yaşanan olayı biliyoruz.
Diyarbakır’da hainlerin askeri birliğe girip bayrağımızı gönderden indirmesi karşısında toplum büyük tepki verdi ve bayrağımızı kapan sokaklara döküldü ve PKK’ya öfke yağdırdı.
Bu olayların giderek artması karşısında bizi yönetenlerin şapkalarını önlerine koyup biraz düşünmeleri gerekir.
Bu PKK uzantılarının giderek artan bu şiddetine neden hemen karşılık verilmiyor?
Neden esnek davranılıyor?
İşte bu durumun topluma açıklanması gerekir.
Bu olayların giderek artması bir yönde PKK uzantısı olan bir partinin meclise girerek grup kurması, ve buna bağlı olarakta son yapılan yerel seçimde bu partinin bu yörelerde Belediye Başkanlıklarını da kazanması bunlara sözüm ona, büyük güç verdi.
Hatta daha da ileri giderek bu yörelerde çıkarılan yer altı kaynaklarından (petrol, kömür v.d) gibi yerel yönetim olarak pay istediklerini ulu orta yazılı ve görsel medya kanalıyla açıklamışlardı.
Bazı il ve ilçe beldelerinde 1 Haziran’da yapılan yerel seçimde Ağrı’da Belediye Başkanı seçilen ve adı bilinen bir kişi bile Türkiye Cumhuriyet’nin kuruluşunda büyük emeği olan ve yüce Atatürk’ün silah arkadaşı Kazım Karabekir paşanın adının Ağrı’dan silineceğini de açık ifade etmiştir.
İnsan düşünmeden edemiyor.
Bu kişiler hangi cürretle böyle konuşuyor ve kime güveniyorlar?
Anlamakta zorluk çekmekteyiz.
Ortada emperyalist iç ve dış güçlere karşı kan dökülerek, kazanılan bir Kurtuluş Savaşı var.
Bu savaşla Türkiye Cumhuriyet’inin sınırları 91 yıl önce çizilmişti.
Bu sınırları değiştirmeye hiçbir güç yetmeyeceğini bilmiyorlar mı?
Yoksa 1920’de imzalanan ancak hiçbir zaman uygulanmayan Sevr anlaşmasında yer alan kürtlerin yoğun oldukları yerlerde bu halka özerklik tanınmasını mı yeniden hayal ediyorlar?
Bunu da anlamış değiliz.
Unutmayalım, Türkiye Cumhuriyeti üniter bir yapıya sahip olup, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Dünyadaki tüm müslüman ülkeler arasında bu özellikte olan yalnz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu da unutmayalım.