DİKKAT KRİZ VAR

Bölgemizde adı konmamış ağır bir kriz yaşanıyor.
Barbaros caddesi boyunca görüştüğüm tüm esnaflar kan ağlıyor.
Emlakçısından çantacısına, restorandan manava, marketten tuhafiyeye hemen her işletme zararına kapatıyor.
Rusya’daki krizin faturasını bizim esnafımız ödeyecek gibi görünüyor.
Otellerin son dakika yerli müşteriye yönelmesinin de bir faydası olmayacak diye düşünüyorum.
En az kiranın bin yurolardan başladığı, elektriği, ilan reklam vergisi, maliyesi derken esnafımızın işi çok zor.
Adı konmamış büyük bir kriz var ülkede.
Otellerde deflâsyon, vatandaşta enflasyon, devlette stagflâsyon var.
Vatandaşların birçoğunun uzun vadeli kredilerle elini kolunu bağladığı bu sarmaldan çıkması için önlem alınmalıdır.
Asgari ücretin, emekli maaşlarının, çalışanların ve çiftçilerin gelirini artıracak yolların bulunması lazımdır.
Piyasada her türlü mamul varken, onları alacak paranın olmaması reçel kavanozun dışına ekmek sürmeye benziyor.
Genel seçimler öncesinde 3 siyasi parti vatandaşın içinde bulunduğu durumu iyi etüt ettikleri için iktidar oy kaybetti.
Yeni kurulacak hükümetin ekonomik sorunları birinci öncelik olarak görmesi lazım.
Krizler ille de döviz artışından ya da faiz yükselişinde çıkmaz, para darlığı da en büyük kriz gerekçesidir.
2011 yılından beri yüzünü yavaş yavaş gösteren ve küresel krizle de bağlantısı olan çöküş için önlemler alınmadı. Burhan Kuzu’nun “öyle bir israf var ki anam anam anam” itirafları.
Bülent Arınç’ın “İsrafı önleseydik vatandaştan vergi bile almaya gerek kalmazdı “ itirafları, Mehmet Şimşek’in “kaynak yok ve çerez parası” çelişkileri önemlidir.
Milyarlık saraylarda oturup ramazan ayında iki gariban ziyareti kesmiyor artık.
Alanya bölgesinde hemen her esnaf kan ağlıyor.
Mahmutlar’da nezih bir restoranda 5 garsonun tek masaya hizmet ettiğine şahit oldum. Avrupa’da şişesi 40 Lira olan viskinin bir kadehine 40 Lira adisyonu anlatamazsın müşteriye. Yerli vatandaşa “zıkkım için” dersinde onlara zor.
Turistlerin kazıklandığını düşünmeleri normal.
Üst üste yapılan zamlar turistik tesisleri kaçak ve kalitesiz markalara yönlendirdi.
Kalite düştü, fiyatlar düştü ve rekabet adı altında resmen doğal güzelliklerimizi beleşe sunmaya başladık.
Buradan işini doğru yapanlara sözüm yok ama 50 Liralık ceketi 500 Dolara satanlara, sağa sola müşteri paslayıp komisyon adı altında haksız kazanç sağlayanlara, yabancı, özellikle Rusya kökenli tur rehberlerinin “bizden habersiz alışveriş yapmayın kazık yersiniz” sözlerine de değinmek lazım.
Kısacası ya turizm politikamızı en baştan yeniden masaya yatırıp akılcı ve daha yenilikçi bir politika belirleriz ya da çekilecek her beyaz bayrakla yeni yeni mağdurlar yaratırız