DİKKAT ETMEK LAZIM…-Hasan İlhan
Bakıyorum da Ülkenin gündemi dolu. Ancak, ülkenin sorunlarına çare bulacak çözümler üzerinde duran hiç kimse yok.
Dikkat etmek lazım…
Herkes yolda bulmuş gibi milyon hesabına göre seçim beyannamesi yapıyor. Allahtan altı sıfırı attılar, hepten karıştıracaktık yoksa…
Şunu bir defa bilmek lazım, deneyimli siyasetçiler genel seçimlere yaklaşık 120 gün kala hangi partinin ne kadar başarılı olup olamayacağını bilirler…
Başarılı olan parti ve lideri de gündemi belirleyen ve gelen serzenişlere karşı da tampon görevi yapar gibi sorulara cevap verir, aynı zamanda da göndermeler yaparlar.
Bakmış ki, iktidar bu durumdan besleniyor ve bütün muhalefet partileri bunun farkında olduğunu zannetmek istiyorum. Öyle bir farkında ki üstüne üstlük iktidarın ekmeğine bal mı desem, yağ mı desem sürmeye devam ediyorlar.
İnanılır gibi değil!
Akıllı muhalefet partilerinin liderleri gün geçmiyor ki sert suçlamalara ani cevaplar verebiliyorlar.
Hiçbiri sorumluluğunu ve sınırını bilmez mi ki?
Yoksa zaman azlığından iktidarı eleştirecek konu mu bulamazlar ki? Ya da milletten en fazla oyu bu şekilde mi alacaklarına kanaat getirirler acaba?
En son çareyi kargaşa ve kaosta mı bulmak isterler.
Bir defa hala ülkemizi ve halkımızı Ortadoğu ülkelerinin iç karışıklığına paralel olarak yorumlayanların kendilerini, yaklaşık 90 yıl öncesine ışınlamaları yeterlidir sanırım.
Eksi ve artısıyla ülkemizin gerçeklerini görmediğimiz, şartlarımıza göre hareket edip kabullenmediğimiz sürece, kendi ayağımıza taktığımız çelmeleri kendimiz önlemediğimiz sürece birbirimize isyanımız asla bitmeyecektir.
Sanki yarımız ak pak, diğer yarımız kap kara…
Milleti hep seyirci ya da seyreder mi zannedersiniz?
Hiç de değil…
Aksine millet; bütün olup bitenleri izler, seyreder ve bir terzi gibi ölçer, biçer, keser ve ona göre dikişini yapar.
Mesela; İktidar bazılarına göre istinat duvarının açılışını yapıyor ki, işine öyle geldiği için…
O eleştiriyi yapanlar da “yapılanlar muhalefet olmak için cahil zümreleri organize etme peşinde ve her partinin yaptığı gibi seçime yatırım yapıyor”, der geçeriz.
Mesela biz iyi biliriz istinat duvarı yapılmadı diye yapılacak okulun parasının geriye gittiğini…
Yeri geldi mi ne kadar önemli değil mi?
Bazıları da “nasıl olsa seçime az kaldı, şu yargı kanunlarını da seçimden sonra değiştirelim” şeklinde maçı uzatma peşine düştükleri şeklinde düşünenler olmuştur.
Tabii ciddi eleştirileri de göz ardı etmemek lazım. Bütün sokaklarda yürüyenlerin benden daha fazla hukuk bilgisi olup olmadığını bilmediğimden maksadımı da aşmak istemem doğrusu…
Ama bildiğim tek şey; Hukuk kural ve kanunlarının hiç kimsenin arka bahçesi olmaması ve hiçbir zaman o bildik terazinin tahribatsız şekilde işlemesidir.
Sizin anlayacağınız bu seçim bildiğiniz seçimlere hiç benzemeyecek gibi görünüyor.
Meşhur anket sonuçları ortaya çıktıkça daha da hırçınlaşacaklar…
Hepsi de çoğu zaman sevimsiz olacaklar.
Kim bilir, belki de siyaseti kafamızın derin yerinden silecek ve sıradan saymaya başlayacağız.
Son dakikaya kadar kazanmak adına her şeyin mubah sayılacağını düşünenler, bilsinler ki kendi partisi, vatanı ve milleti adına yanlış hesap içerisinde olacaklardır.
Hatta bilsinler ki, rakibi olan partisinin hanesine artı olarak işleyecektir.
Sadede gelirsek Halk ne istiyordan ziyade ne istemiyor sorusunun cevabını aslında hepimiz biliyoruz…
Çatışma, Kamplaşma kesinlikle istemiyor. Bunu Başbakanın Denizli-Pamukkale yolunda otobüsünü durduran vatandaşlar tarafından verilen mesajdan anlayabiliriz.
Adeta yalvarıyordu; Allah aşkına Başbakanım uğraşmayın şu Kılıçdaroğlu ile boş verin ya!
Zannetmeyin ki bu millet makro ekonomiden, mikro ekonomiden, yapısal reformlardan, eksi daralmalardan, büyüme oranlarından, gerçek ya da yaşanmış enflasyonlardan, ülkede çalışmak istemeyen işsizlerin yüzde oranlarından, sigortasız çalışmak zorunda bırakılanların çaresizliğinden anlamaz…
Anlatmasını bildikten sonra…
Tercihinize bağlı tabii ki; Kazanmaktan mı?
Yoksa kazandırmaktan yana mı?
Dikkat etmek lazım…
Esen kalın, hoşça kalın…