DİKKAT!

Bu yazı 24 Mayıs 2010 tarihinde Mahmutlar Post Gazetesi’nde yayımlanan köşe yazıma aittir. 2013 yılında yaşadığımız Şafak Operasyonu için hazırlanan iddianamedeki olayları yansıtan bir öngörü niteliğindedir. Dikkatle okumanızı tavsiye ederim.
SOYULDUK EY HALKIM (1)
Artık, Mahmutlar’da derin deşarj hattı, yani denizin dibindeki b.k hortumları konuşuluyor. Biraz daha Kuzey’e doğru gidince, büfe konusu söz ediliyor. Biraz daha yürüyünce “D-400 Karayolu ihalesi iptal” deniliyor.
Biraz daha adımlıyorum, Belediye parkı ihalesi 101 bin lira’ya ihale edildi ama ihaleyi alan firma muammel bedeli olan 300 TL’yi yaktı. “Belediye’nin arsası boşta kaldı, belediye zarara uğratıldı” deniliyor.
Biraz daha yukarı çıkıyorsun, “elektrikçi” deniliyor. Biraz daha; çadırcı, demirci, taşçı hele hele (Denizle D-400 karayolu arasında sadece 50 metre) mesafede neler neler konuşuluyor.
“Okulun demiri yürüdü” deniliyor.
“Onlarca dairesi olan kişinin kızı belediye’de hiçbir iş yapmadan, keko yapıyor” deniliyor.
“Her Başkan’ın ayrı ayrı hizmetçisi, çaycısı vs. var” deniliyor.
“Müteahhit oğulları, iş adamlarının çocukları belediye’de “müteahhit işçisi” adı altında çalışıyor” deniliyor.
“Kısa, enine boyuna uzadı” deniliyor.
“1 metre eninde, 5 metre boyunda ince sıvaya 1870 bin TL ödendi” deniliyor.
“Oysa, bu sıva 200 TL etmez” deniliyor.
“Mesire alanının tuvaletlerindeki klozetler yerinden sökülmüş” deniliyor.
“Kozarası yaylası’ndaki suyun gözündeki belediye’nin mesire alanını yapacağı yer, cep ellezi olmuş” deniliyor.
“1500+1500 eder, 3 bin” deniliyor.
“Kadastro’da büyük yolsuzluk var” deniliyor.
“CHP’li Meclis üyeleri ile Çilekeş’in, (Hasan Kısa) hariç yolları ayrılmışa benziyor” deniliyor.
“Denizdeki derin deşarj hattı borusu, su yüzüne çıkmış balıkçı sandalı boruya çarpmış, balıkçı ölümden dönmüş” deniliyor.
“Ruhsatı olmayan, iskânı olmayan iş yeri ne vergi verir, ne tabela vergisi verir” deniliyor.
“Haksız kazanç, adı altında uyduruk faturalarla para transferi yapılıyor” deniliyor.
Tüm bunları Mahmutlar halkı günlük duyuyor, o zaman ben ne demeliyim sizce?
“Soyulduk ey halkım” desem…
Deniz deşarj hattı şaibesini ilk defa Nisan Meclisi’nde ortaya atan, MHP meclis üyesi Mehmet Çatal ve AK Parti Meclis üyesi Abdullah Pişkin kamuoyuna basın yolu ile duyursa da, Mahmutlar halkı bu iddiaları çoktan konuşuyordu ama Mahmutlar Post Gazetesi, basın ilkelerine uyduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Sokak dedikodusu ile haber yapmayıp, Mahmutlar Belediyesi Meclis salonundaki iddiaları yazdık.
Peki, Başkan Ali Çelik, bu iddialara ne cevap verdi, “Ne hortum, ne boru, bunlar hayal görüyorlar, biz 5 kuruş para bile vermedik” diye açıklama yaptı. Oysa tüm Mahmutlar halkı Ali Çelik’in kendi yaptığı açıklamaya, kendisinin bile inanmadığını söylüyor. Mahmutlar Post Gazetesi olarak, Derin deşarj hattındaki iddiaları ortaya koyduk. Deniz dibindeki montaj yerini nasıl kum torbaları dayanarak ve ilk önemli dalgada boruların sahile vurduğunu görüntüledik, “5 kuruş para vermedik” denen yere, 250 bin TL fatura kesildiği, Ali Çelik’e ait faaliyet raporu kayıtlarında var, şimdi hayal gören biz ve Mahmutlar halkı mı, yoksa kendisine ait 1 yıllık faaliyet raporundaki Ali Çelik’e ait imza mı?
Sahil büfeleri konusunda iddiaların ardı arkası kesilmiyor, “MODER” deniliyor, “MEKTUD” deniliyor, “Mahmutlar Belediyesi” deniliyor, bana göre bunların hepsi kaçamak cevaplar, oradaki en önemli söz sahibi Ali Çelik’tir. Ali Çelik, “şu büfeyi şu, bu büfeyi bu, işletecek” dediği anda o olur ve oldu da.
2 defa ihaleye çıkan büfelerin, yeniden ihaleye çıkması beklenirken, Ali Çelik’in işaret ettiği kişiler büfelerinde çalışmaya başladılar. Büfelerin eski sahipleri daha önceki 1 yıllık sözleşme bağlayıcı olduğu için kuzu kuzu bırakmak zorunda kaldılar.
Sadece 5 ve 8 nolu sahil büfeleri hariç, bu iki büfeye de Ali Çelik’in işareti var. Ama 5 ve 8 nolu büfe sahipleri ihale yapılmadığı için ve kira sözleşmeleri devam ettiği için hukuki yollarla savcılığa suç duyurusunda bulundular. Şimdi büfelerin her yıl ihale ile ve sözleşme ile kiralama yolu varken, niye böyle oldu?
Yazdırmayın bana, siz niçin böyle olduğunu gayet iyi biliyorsunuz…
D-400 Karayolu konusundaki iddiaların, iddiası kalmadı artık. Çünkü devlet, “bu ihale usulsüzdür” diyerek son noktayı koydu.
İsterseniz konuyu biraz açayım.
Bu iddia ilk defa bana 1. İhalenin yapıldığı gün saat sabah 7.30-8.00 arası gizli numara bir telefonla bildirildi.
Özür dilerim, sayfam yetmedi, devamı haftaya…