DEVLETÇİLİK ANLAYIŞI

Kimileri tarafından gereksiz bürokratik işlemleri ayakta tutarak güya korumaya alınan DEVLETÇİLİK, bunu fırsat bilen kimileri tarafından da hantalcılık suçlamalarıyla DEVLETÇİLİK yıpratılarak hem halkın güveni sarsılmakta, hem de bu karışıklık iş bitiricilerin kolay kazanç elde etmesine zemin hazırlamaktadır.
Nasıl ki yüce Allah’a korku ile yaklaşılacağını vaaz eden sözde din adamları gibi, DEVLETÇİLİĞİDE asık suratlı, sert mizaçlı, soğuk görünümlü bir tabu gibi göstererek sadece kendi çıkarlarını ayakta tutmak için direnen yöneticiler maalesef ülkemizin ve halkımızın her yönden geri kalmasına sebep olmuşlardır.
Aslında yüce Allah’a da devlete de sevgi ile yaklaşılmalıdır. İkisinin de sıcaklığını, hoşgörüsünü, güvenirliğini, adaletini ve olmazsa olmaz oluşlarını; inananların, yönetenlerin  ve yönetilenlerin tartışmasız özümsemeleri gerekir. Bu anlayış ekonomik ve sosyal yönden ilerlemiş ülkelerde yerleşmiştir. Bu gibi ülkelerde yaşayan insanların kurallara  uymalarının altında yatan asıl gerçek bu noktadadır. Herkes devletine olan yükümlülüklerini istisnasız yerine getirdikleri için de kişilik hakları  onlar için saygındır ve asıl dokunulmaz olan bir kazanımdır.
Her şeyi devletten beklemek, devleti güçsüzleştirdiği gibi sorunların çeşitlenerek çoğalmasını da beraberinde getirir.
Demokrasi bir devlet yönetme biçimidir.  Sistem bellidir, temel kuralları ve diğer yapı taşları bellidir. Nasıl ki bir binayı yapmadan önce plan – projesi ve inşaatta kullanılacak malzemeler önceden bellidir, demokratik bir devlet yönetimi de bunun aynısıdır. Temeli sağlamdır diye duvarlarını örerken bir sıra tuğla bir sıra kerpiç koyamazsınız.
Devleti DEMOKRATİK kuralları esas alarak yönetirken de EŞİTLİK ilkesine kesinlikle uymak zorunluluğu vardır. Zaten azınlıkların hakim kılındığı bir yönetim anlayışı benimsenirse ve destek görürse, bu tür bir yönetim anlayışı halkının çoğunluğunu mutlu etmekten uzak, kağıt üzerinde DEMOKRASİ, uygulamada DEREBEYLİK anlayışı ile her türlü huzursuzluğun ürediği bataklıktan farkı kalmayacağı için gelişmeyi bir yana bırakın yıkılmaya ve yok olmaya mahkumdur.
Sevgi ve saygıyı düstur olarak benimseyerek yaşamak insan olmanın en büyük gereğidir.
Saygılarımla.