“DEŞİLMİŞ YARA SUDA BELLİ OLUR”
Söz, Kaşgarlı Mahmut’a aittir.
Su; berraktır, saftır, açıktır ve nettir.
Bu yüzden üzerinde pürüz/leke barındırmaz.
“Su gibi aziz ol.” Deyimi bu nedenle önemlidir.
“Sessiz bir köpekle, sakin sudan kaçının.”
Su, bu nedenle her daim önemlidir.
Oynamaya, dalga geçmeye, alay etmeye, şaka şapmaya gelmez.
Suyun bir yudumu da bir dalgası da, bir denizi de aynıdır.
Zira insan veya insanlar ondan olumlu ya da olumsuz etkilenirler.
Siz hiçbir yudum sudan boğulan ve ölen insan duymadınız mı?
Siz hiç okyanuslarla adeta alay edercesine sörf yapanları duymadınız mı?
Bu insanlar da hiç zarar görmediğine şahit olmadınız mı?
“Sevgiyi balıktan öğrenin; çünkü o, sudan çıktığında ölür.” İran.
Ancak, tüm besinini ve hatta havasını ondan teneffüs eden balık ise asla sudan çıkmaya rıza göstermemiştir.
Ama yazıma konu olan “deşilmiş yara” meselesi ise, suyun siyasete endekslenmesini ifade etmektedir.
Tüm yapılanlar bir gün ortaya çıkar.
“Yalanlar çıplak gezer.” Sözü de deşilen yaranın suyu bulandırması ile doğrudan ilintilidir.
Suyun saflığı, berraklığı, temizliğinin yanında “İnsanın olması gereken vasıfları” da ifade etmektedir.
“Kral çıplak” da benzer özelliklere atfen söylenen önemli bir deyimdir.
Yara nerede olur? İnsanda.
Yara neden olur? Vücudun gördüğü iç ve dış hasardan.
İşte bu yara, gün gelir ortaya çıkar.
Derler ya; “Gizli yapan, aşikâr doğurur.”
O yara ki, insanın içinde, dışında da olsa, gün gelir herkesin görebileceği, anlayabileceği yahut etkilenebileceği bir hal alır.
İşte o zaman da etrafına zarar verir.
Bu nedenle Günümüz Siyasi İradeleri belli ki bu sözlerden yeterince ders almamıştır.
Sonra da suyu bulandırınca da suçu başkasına atmaktadır.
Aldatıldık,
Yanıltıldık vs.
Ama aslında “Her insan kendine başkasından çok zarar verir.”
Görünen o ki, Siyasi İrade’nin Demokrasi’nin olmazsa olmazı olan muhalefeti yanına alıp ekranları süslemediği sürece yara suyu ulandırmaya devam edecektir.