DEMOKRASİ VE FUTBOL-Rıfat Kıymaz

Görsel ve yazılı basında gebe siyasi olaylar başa geçti ve tam bu esnada Dünya Futbol Şampiyonası başladı.
Hal böyle olunca geçmişte yaşadığım iki olayı birleştiren bir anım birden canlandı, sizlerle paylaşmak istedim. Ama önce demokrasinin başlangıcının kısa bir özetini yapmamda fayda var.
(Demos: Halk Krates: İdare) eski Yunanca’dan tercümesi böyle. Batı, demokrasinin eski Yunanistan’da başladığını söyler. Yunanistan’da şehir devletleri vardır, bizdeki beylikler gibi. Her şehir kendi başına buyruktur. Bir şehir meclisi kurarlar, her mahalleden bir kişi, her gün bu meclise gelir güncel ve ileriye dönük sorunları tartışır, kararlar alırlar. Sis-temin ilk bir ikli yılı iyi gider, bayram seyran düğün günleri vs. vatandaşlar zorlanır, ekim, dikim, hasat zamanı çiftçi zorlanır, mal aldı, mal geldi, mal sattı da esnaf pazar zorlanır. Derken birkaç cin akıllı buna çare bulur. Meclise gitme sırası geldiğinde para vererek bir adam tutarlar, kendi adına bu adamı meclise gönderirler.
Derken, merken bu şekilde yapanlar çoğalır, meclis para ile tutulan işsiz, güçsüz, aylak paylak insanların çoğunluğu ile dolar. Tahmin edeceğiniz gibi, çok değil üç dört yıl sonra sistemin cılkı çıkar. O gün bugün tam ikibin yıldan fazla bir zamandır toplumlar bu cılkı düzeltmek için uğraşıp duruyor. Yarabbim ne zor bir sistemmiş bu, bir türlü düzelemedi neyse “demokraside çareler çoktur” elbet birgün başarıya ulaşır. Bu arada siyaset ile eş anlamlı bir kelime kullanırız. Politika buda Yunanca’dan gelir. (poli:çok, tika:laf) bu çok lafın Türkçemizde pek çok eşanlamı vardır. O zamanın insanı onlara boşuna politikacı dememiş anlaşılan.
Gelelim sistemin futbol ile alakasına. İnönü’nün ölümünün ilk günlerinde rahmetlinin anılarının anlatıldığı bir ortamda bulunan bir dostumuz anlattı. İnönü ile İngiltere başkanı Churcill’in iyi bir dostlukları varmış. Bir sohbetlerinde Churcill “Nasıl gidiyor devlet işleri” demiş, İnönü”iyi gidiyor ama bazı şeyleri halkın kulağından gözünden uzak tutmamız lazım, tepkiler çalışmalarımızı aksatıyor, zorlanıyoruz siz nasıl yapıyorsunuz” demiş O’da gülümseyerek “Çok basit” demiş “her uygun yere bir çok futbol sahası yapınız takımlar kurunuz göreceksiniz o yuvarlak top hepsini sürükleyip götürecek sizde rahat çalışırsınız.
Döndüğünde İstanbul’da kendi adı ile anılan Dolmabahçe’deki o büyük stadı inşa ettirmiş. Dalga dalga bütün dünyaya yayılan bu oyun, her şey gibi günümüzde de şekil ve boyut değiştirdi, artık bir “coca-cola” nesli var dünyada. Sevindiğim nokta ise, dünyanın her toplumunda gidişin yönünü son anlarda değiştiren gruplar ve çalışmalar var, Allah’tan her şeyin hayırlısını vermesi dileğimle.
Başta “Basın”