CUMHUR BAŞBAKANLIĞI SEÇİMLERİ
Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için tartışmalar şimdiden alevlendi.
Erdoğan, iktidar kanadının tek adayı olacak gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül için tek seçenek ya siyasete dönüp partinin başına geçmesi ya da zirvedeyken politika sahnesinden çekilmesi olacak. Her iki seçenekte de Sayın Gül’ün işi çok zor olacak. Erdoğan’ın kafasındaki sisteme göre başbakanlık koltuğunun pek bir önemi kalmıyor.
Yetkisiz biri olarak Çankaya’da oturmayacağının altını çizmek lazım.
Partisini birine emanet ederek Çankaya’ya çıkan liderlerin yaşadığı problemleri Satın Erdoğan’da çok yakından biliyor. Diyelim ki Erdoğan aday oldu ve seçildi. Kesinlikle yetkilerini artıracak ve 2015 genel seçimlerinde dar bölge seçim sisteminin uygulanmasını sağlayacaktır. Dar bölge seçim sisteminin en önemli özelliği oy yüzdesi fazla çok olan partilere avantaj sağlıyor olması. Dar bölge seçim sistemine göre Antalya’da yaşayan seçmenler, Antalya merkezinden aday olan isimlere oy kullanamayacak. Antalya’nın 14 milletvekili bulunmaktadır. Dar bölge seçim sistemine göre Büyükşehir kapsamındaki Antalya bölgelere ayrılacak. Merkez, doğu ve batı şeklindeki üç bölgede yaşayan seçmenler sadece kendi bölgeleri için oy kullanabilecek. İşin sırrı bölgelerin belirlenmesinde olacak. İktidarın tek hesabı hangi bölgenin, hangi bölgeyle ele geçirileceği olacaktır. Büyükşehirlerde bu sistemin uygulanmasında bir engel yok ancak milletvekili sayısı beşten az olan illerde ciddi şekilde sorunlar yaşanacaktır. Bu sorunun birbirine sınır olan illerin harmanlanarak aşılacağını düşünüyorum. Çankırı, Yozgat için oy kullanabilir gibi.
Yine Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olacağı savından hareketle; Bakanlar kuruluna bizzat kendisi başkanlık edecektir. Yarı başkanlık sitemiyle adım attığı yeni Türkiye gerçeğini ileriki yıllarda tam başkanlık sistemine ve bölgesel özerkliğe kadar taşıyabilecektir. Büyükşehir sayısını artırıp bölgesel (eyalet) yönetimleri oluşturarak iki partili sistemin öncülüğünü yapabilecektir.
Elbette tüm bunları yapabilmesi için tek seçenek Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması lazım.
En can alıcı soru şu, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanır mı?
En kuvvetli aday ve çok büyük bir aksilik olmazsa Ağustos ayından sonra Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacaktır. Muhalefet partilerinin tek aday üzerinde anlaşabilecekleri ihtimallini çok kuvvetli görmüyorum. Kaldı ki üzerinde anlaşılan ismin sadece CHP, MHP’den değil, doğu ve güneydoğudan da oy alması gerekmektedir. Erdoğan HDP ya da BDP tarafından eleştirilse de sürecin devamı için mutlaka Erdoğan’ı destekleyeceklerini öngörüyorum. Tüm bu senaryolar gerçekleşirse önümüzde yeni bir sistem ve farklı bir demokrasi penceresi açılacak. Bildiğimiz ve alıştığımız tüm yöntemlerin tarih olacağını düşünüyorum. 2023 hedefine adım adım yaklaşan AKP’yi bu yoldan alıkoyacak bir muhalefetin olmaması ise Erdoğan’ın en önemli silahıdır. Demokrasilerin en önemli silahı da oydur. Oyun bilmeyenler, oyun bilenlere karşı daima kaybederler. Türkiye Ağustos ayında Cumhurbaşkanı değil, Cumhurbaşbakanı seçecektir..