ÇAYBELLA
Çalı süpürgesi, saç tokası, semer ipi bir tarafa, enflasyonun derecesini ölçmek için kullanılan en önemli ölçek simit ve çaydır.
Doğru bir yöntemdir de. İçinizde evine tank ve palet alan var mı?
Ben şahsen bu yaşıma rağmen hiç almadım ve de ihtiyaç duymadım.
Ben şahsen, simit saraylarının devlet tarafından kurtarılmasını çok olumlu buluyorum! ‘Efendim arkasında çok önemli bir şahıs varmış’ iddiaları da umurumda değil.
Devlet tankı, paleti her yerden alır ama git, elin Avrupalısına “10 ton gevrek istiyorum, 5 ton fakir tavuğu istiyorum” de, mal mal yüzüne bakar.
Çay ve simit önemli, Özal, Demirel, Ecevit, Erbakan, Çiiller, Yılmaz, Erdoğan gibi nice liderlerin enflasyon hesabını yapmakta yol haritası ve rehberi olmuştur.
Yine Kanal İstanbul projesiyle ilgili bu ‘Sol’ kafaların sesi her zamanki gibi ‘İstemezük’ diye yükselmeye başladı.
Neymiş efendim, ekolojik dengeymiş, bu ‘EKO’ geleli ekolojik denge dillerinden düşmez oldu. Kendimi sağcı ya da solcu olarak tanımlamadığım için çok farklı ve objektif bir pencereden bakabiliyorum.
Kızmayın, 3’üncü havalimanına karşı çıkmadınız mı?
Şehir hastanelerine, otoyollara, tüp geçitlere, piyangonun tüpçüye verilmesine (Mahallede kim kaldı, sütçü, tüpçü ve sucu dışında) Elektrik idaresinin Cengo’ya verilmesine de itiraz etmediniz mi?
Tamam siyasileri eleştirin ama bu Cengo’yu eleştirenlerin aklından şüphe ederim, verdiği sözü tutmadı mı?
Üçüncü köprüye karşı çıktınız, neymiş, geçenden de geçmeyenden de para alıyor muş, ne yani bedavaya mı geçirecekti!
Yap işlet ve devret üçlüsündeki ‘Devleti’ yıllarca siz sarmadınız mı başımıza?
Devlet don, pantolon, sığır üretti de ne oldu?
Onlarca sigara fabrikamız var dı ve on binlerce kişi orada çalışıyor gibi görünüyordu. “Sattırmayız, kapattırmayız” diye ortalığı yıktınız.
O cehennem sıcağının altında tütün toplayan garibanları hiç düşündünüz mü?
Yine o devasa makinelerin gürültüleri altında üç kuruşa ter döken işçileri?
Şimdi var mı böyle bir zulüm?
Yok. Size kalsak, olacaktı.
Hele şu kağıt fabrikaları, Allah aşkına koskoca bir devlet kağıt kürek işiyle uğraşır mı?
Ellerini seveyim, ne güzel kapattılar, şimdi basıyorsun parayı alıyorsun.
Kızmayın ama devletin kağıt fabrikası varken kitapları öğrencilere parayla satmıyor muydu? Ya şimdi!
Yine aynı sesler Kanal İstanbul için yükselmeye başladı.
İstemezlermiş, Katarlılara peşkeş çekiliyormuş ta, referandum isterlermiş.
Siz devleti yönetenleri nasıl görüyorsunuz ki, anlamıyorum.
Bunca tecrübeden sonra hala referandum istemek olsa olsa saflıktan öteye bir şey değil mi? Geçmişten hiç ders almadınız mı?
İki örnek vereyim, Başkanlık sistemi için referandum yapıldı, şimdi memnun musunuz?
İktidar bile değil.
HSYK’nın yapısını değiştiren ve darbeye kadar uzanan yol referandumla açılmadı mı?
Bu millet o referandumlardan çok acı çekti çok.
Bırakın artık bu işleri, Suriyelilerin tamamına, hatta saat satan Kenyalılara, Afganlılara herkese, vatandaşlık verilsin!
İsteyenin bir yüzü kara vermeyen zenci.