ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLİK- Nazif Fethi Yalçınkaya
Millet olarak zaferlerle dolu bir tarihe sahibiz. Şüphesiz bu kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu zaferin Türk tarihi içinde ayrı bir yeri vardır. Ne zaman bu olaydan bahsedilse gözler yaşarır, yürekler ürperir ve düşünceler onunla yücelir. Bu gün meydana gelmiş gibi hafızalarımızda canlıdır.
Atalarımız bu eşsiz vatanı korumak için Yemen’de, Galiçya’da, Çanakkale’de, Sakarya’da ve daha nice yerlerde şehitlik ve gazilik aşkıyla mücadele etmiş, bu yolda binlercesi şehit düşmek suretiyle, bu güzel vatanımızı bizlere emanet olarak bırakmışlardır. Bize nice zaferleri ve Çanakkale zaferini kazandıran muharrik güç şehitlik ve gazilik ruhudur.
Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Çanakkale’deki askerimizin manevi gücünü şöyle anlatıyor: “Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!…Okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”
Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim’de: “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” Sevgili peygamberimiz (S.A.V) efendimiz de bir hadis-i şeriflerinde: “Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehit böyle değil. O mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp on kere şehit olmayı arzu eder.” buyurmuştur.
Ecdadımızın yüce değerler uğruna üstün fedâkarlıklar göstermesinin temelinde, bu ilahi ve peygamberî müjdeler bulunmaktadır. Tarihimizde Çanakkale gibi yer alan şanlı zaferlerin sırrı, milletimizin tek vücut olması, birlik, beraberlik halinde bölünmez bir bütün oluşturması ve “Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez!” rûhunun yaşanmasında yatmaktadır.
Şehitlik ve gazilik mertebesinin yüceliğini bilen Müslüman ecdadımızın “ölürsem şehit, kalırsam gazi” inancı, nice zorlukları aşmada onlara yardım etmiştir. Böylece kendilerinden sayıca ve teknik olarak çok üstün durumda bulunan ordulara karşı pek çok zaferler elde etmişlerdir. İşte bu zaferlerin, yakın tarihimizdeki en önemlilerinden biri de, hiç şüphesiz Çanakkale Zaferi’dir. Çanakkale ruhunu yaşattığımız müddetçe ulaşamayacağımız hiçbir hedef, başaramayacağımız hiçbir iş, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun kalmayacaktır
Eğer bizler bugün, vatan ve hürriyetimize, din ve devletimize, can ve mal güvenliğine, bayrağımıza ve ezanımıza sahip isek, bunu vatan uğrunda canlarını feda eden şehitlerimize ve gazilerimize borçlu olduğumuzu unutmayalım. İstiklal şairimizin şu mısralarını hatırlayalım.
Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıtada yer yer kanayan izleri şahid,
Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücahid.
Bu vesile ile Bu Cennet Vatanımız için canını vermiş aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi Çanakkale zaferinin 95. Yıldönümü münasebetiyle rahmetle ve minnetle anıyor ruhlarının şad olmasını Yüce mevladan niyaz ediyoruz. Yüce Rabbim Devletimize dirlik, Milletimize birlik nasip etsin. Bizi birbirimizden ayırmasın.