CAMİİ EŞİTLİĞİN SAĞLANDIĞI TEK MEKANDIR-Nazif Fethi Yalçınkaya
Birlik ve beraberliğimizin sembolü olan camilerimizin imarını, fonksiyonlarını, ferdi ve toplumsal hayatımızdaki yerini ve önemini daha iyi ortaya koyabilmek, yeni yetişen nesillerimiz üzerinde cami ve mescitler hakkında kalıcı izler bırakabilmek için Diyanet İşleri Başkanlığımız Ekim ayının ilk haftasını “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” ilan etmiştir.
Bu vesileyle camilerin öneminden bahsetmek istiyorum. Kelime olarak, toplayan, bir araya getiren anlamına gelen cami, biz Müslümanların Allah’a ibadet etmek üzere yapmış olduğu mübarek mekânlara verilen isimdir.
Kur’an ve sünnette cami, Allah’a secde edilen yer anlamına gelen mescit kavramı ile ifade edilmiştir. Camilerimiz, çevresine estetik güzellik kazandıran görüntüsüyle, manevi değerler kazandıran işleviyle, şerefelerden yükselen ve insanlarımıza kendi varlık sebeplerini hatırlatan ezan sesleriyle; Mescid-i Haram’ın, Mescid-i Nebevi’nin ve Mescid-i Aksa’nın birer şubeleridir. Camiler, dua ve ibadetlerin Allah’a topluca arzedildiği, gönüllerin yıkandığı, elem ve sevinçlerin paylaşıldığı kutsal mekânlardır.
Camilerimiz ibadethane olarak görev yapmanın yanında, birer halk üniversitesi olarak da görev yapmaktadır. Camilerde, müminlere her türlü kötülüklerden uzak durmalarının yanında; her türlü iyilik ve güzellikler, insan sevgisi, vatan, bayrak, ezan, Kur’an sevgisi, ana-babaya, öğretmene, yöneticilere itaat anlatılır. Camiler, zengin-fakir, köylü-şehirli, amir-memur, resmi-sivil, yaşlı-genç, siyah-beyaz, yerli-yabancı… Herkesi bünyesinde toplayan, kapısı herkese açık olan mübarek mekânlardır. Bir ülkenin, Müslüman ülkesi olmasının mührü ve tapu senetleridir. Yüce Rabbimiz Kur’an ı- Kerim’de: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” (Tevbe suresi 18.ayet ) buyurmaktadır.
Hz. Peygamber (sav)Efendimiz de hadis-i şeriflerinde: “Bir kimse, Yüce Allah’ın rızasını gözeterek bir Mescid inşa ederse, Allah da o kimseye cennette bir köşk hazırlar.” (Müslim, Mesacid 24, (I, 378) buyurmuştur. Öyleyse değerli okurlar, zengin-fakir, köylü-şehirli, amir-memur, resmi-sivil, yaşlı-genç, siyah-beyaz, yerli-yabancı demeden bir tarağın dişleri gibi eşit olduğumuz tek mekan ve ortamlar olan Camilerimizin maddi imarını yaptığımız gibi, onların manevi yönden imarı yani cemaat olarak ibadetlere katılmamız camilerimizi öksüz bırakmamamız da görevimizdir. Peygamberimiz (s a v ) buyuruyor ki : “Bir kişi, Allah’ın farzlarından birini eda etmek üzere evinde güzelce temizlenir ve camiye giderse, onun attığı adımlardan biri günahlarının silinmesine, diğeri de onun derecesinin yükselmesine vesile olur.” “Yüce Allah, sabah ve akşam camiye giden kimsenin, her gidiş ve gelişine cennette bir yer hazırlar” ( Riyazü’s-Salihîn, c 2, h no: 1058)