BİR SÖZÜNÜZ OLSUN; İYİLİĞE DAİR
İyilik insan yapısıyla doğru orantılı bir kavramdır. İnsan iyiliğe meyilli yaratılmıştır. İnsanın yapısında ve yaratılışında kötülük yoktur. Yani insan aslen kötü değildir. Çünkü insan temiz ve kötülükten arî yaratılmıştır. Diğer taraftan kötülüğün varlığı da bir vakıadır. Ama bize iyi olmak düşer.
* İyilik inanan insanların özelliğidir: “Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar;
* İyilik yapmak görevimizdir: “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran,104)
* Allah iyilik edenleri sever: “Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.” (Bakara, 195)
* İyilik insana her devirde emredilmiştir: “Bir zamanlar biz İsrâiloğulları’ndan, “Yalnız Allah’a kulluk edeceksiniz; ana babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin” diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz.” (Bakara, 83).
* Hepimiz iyilikte yarışmalıyız: “Herkesin yüzünü ona doğru çevirdiği bir yönü vardır. Öyleyse hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun, Allah sizin hepinizi bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” (Bakara,148). İyiliğe hepimizin ihtiyacı var. Çünkü iyilik hayat verir. İyilik neşe kaynağıdır. İnsan iyilikle bulur umduğunu.
* İyilik yok olmaz. Herkes yaptığı iyiliği Allah’ın huzurunda bulacaktır: “Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız onu Allah katında bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür.” (Bakara, 110).” Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “yaptığın iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. Kuşkusuz Allah her şeyi bütün gizlilikleriyle bilir, O her şeyden haberdardır.” (Lokman, 16).
* Kötülüğün karşılığı kötülük değildir; kötülük iyilikle yok edilir: “Sen kötülüğü en güzel bir tutumla sav” (Mü’minun, 96).
* İyiliğin olduğu yerde kötülük yaşayamaz. Kötülük yok olsun diyorsak hep birlikte iyilik yapmalıyız. Allah iyilerin kötülüğünü iyiliğe çevirir: “Ancak tövbe edip inanarak erdemli işler yapanın durumu başkadır; Allah böylelerinin kötü hallerini iyiye çevirecektir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Furkan, 70). “Biz, iman edip güzel işler yapanların (önceki) kötülüklerini mutlaka sileriz ve onları yaptıklarının daha güzeliyle ödüllendiririz.” (Ankebut, 7).
* İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülük iyiliğin yerini asla tutmaz. Kötülüğe karşılık iyilik yapmalıyız. Bu sıcak dostluklar kazandırır: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussılet, 34).
* Kötü ile iyinin aynı olduğunu düşünmek kadar kötülük yoktur: “Yoksa kötülüğe gömülüp kalanlar, hayatlarını ve ölümlerini, eşit olarak iman edip güzel davrananlarınki gibi mi yapacağımızı zannediyorlar? Hükümleri ne kadar yanlış! 22. Halbuki Allah gökleri ve yeri ciddi amaçlarla ve hiçbiri haksızlığa uğramaksızın herkesin hak ettiğine göre karşılık görmesi için yarattı.” (Zuhruf, 21-22)