BİLİMSEL YÖNETİMİN ÖNEMİ

“Azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülke , azgelişmiş ya da gelişmekte olan bir hükümete sahiptir.Bununla şunu kastediyorum; Böyle bir hükümet personeli seçmek ve yetiştirmek  için etkili bir personel rejiminden yoksundur.Bakanlıklar arası sorumluluğu açık bir şekilde dağıtan hükümet kuruluşundan yoksundur. En önemlisi sağlam bir vergi politikasından yoksundur.”
ABD’li Willard L. Thorp’un  bu görüşünü ülkemiz açısından incelersek;
Ülkemizde bilimsel yönetime önem verilmediği için  çağdaş bir personel politikasından yoksun olduğumuz, buna bağlı olarak da nitelikli personel sayısının az olduğu aynı şekilde etkin bir vergi politikamızın da bulunmaması nedeniyle vergi yükünün ileri ülkelere göre daha az oranda arttığı görülecektir.
Oluşan bu ve buna benzer sorunların temelinde;
–Toplumda birbirini bütünleştiren sermaye sınıfı ile işçi sınıfının henüz gelişemediği,
-Ulusal bütünleşme ve bilinçlenme sürecinin tam anlamıyla gerçekleşemediği ,
-Ulusal bilince dayalı , insan haklarını benimsemiş demokratik, laik, kentsel ve endüstüriyel ahlakın gelişmediğini,
-Ekonomik üretim ve verimliliğin düşük olduğu,
-Siyasetçilerin toplumu temsil etme gücü ile sorun çözme yeteneklerini sınırlı olduğu, görülecektir.
Ortaya çıkan bu sorunların uzun vadede  bilimsel yöntemlerle çözülebilmesi için kendi yapımıza uygun çağdaş bir yönetim biçiminin oluşmasına ivedi gereksinim  duyulmaktadır.
Bu gün çağımızda çağdaş yönetime büyük önem verilmektedir.
Tüm devletler yönetimin verimliliği üzerinde durmak ve verimliliğin arttırılmasına dair çareler aramaya çalışmaktadırlar.
Gelin, az gelişmişlik ve istikrarsızlık koşullarının  egemen olduğu ülkemizin çağdaş bir düzeye ulaşması için kalkınmanın temel unsurlarından biri olan bilimsel yönetimin varlığı ve oluşmasını parti savlarını bir yana bırakarak tüm parlamenterler, bilim adamları, sivil toplum örgütleri ve aydın kişilerce  demokratik sistem içinde tartışarak  kendi yapımıza uygun bir yönetim biçimini oluşturalım.
Bu makale; tarafımca 17 Nisan 1993 tarihli Cumhuriyet Gazetesi ile 28 Ağustos 2007 tarihli Mahmutlar Post Gazetesin de yayımlanan “Bilimsel Yönetim Gereksinimi” adlı makalelerim baz alınarak yazılmıştır.
Bu konuyu tekrar gündeme getirmemizin nedeni kalkınmanın temel unsuru olan bilimsel yönetimin varlığı ve önemi üzerinde bizi yönetenlerce bu güne kadar gerekli araştırmaların yapılmadığı görülmektedir.
Öyle , yürütmenin yasamadan aldığı yetki kanununa istinaden çıkardığı KHK.lerce yönetimin yeniden düzenlenmesi yerine , konunun yasama organınca  görüşülerek yönetimin yeniden yapılandırılması yerinde olurdu görüşündeyiz.
Unutmayalım, bilimsel yönetimin varlığı ve önemi bir ülkenin kalkınmışlığı ile eşdeğerdedir.