BEY’İN GÖÇÜ
İkinci dünya savaşının en hararetli günleriydi, Nazi ordularının hızı kesilmiş ve duraklama dönemine girilmişti.
Hitler’in bitmez tükenmez ‘dünya liderliği’ hevesi tüm Avrupa’yı kasıp kavurmuş milyonlarca insan ya hayatını kaybetmiş ya da yerinden yurdundan olmuştu.
Hitler en çok güvendiği ağır silahların yapımında maden ocaklarında ve en ağır işlerde esirleri çalıştırıyordu.
Tanklar, uçaklar, süper toplar ve daha onlarca değişik modelde silahlar geliştirmiş hiç hız kesmeden yeni arayışlara devam ediyordu.
Peşi peşine işgal edilen ülkelerin tüm kaynakları Alman silah sanayisine aktarılıyordu.
O güne kadar dünya için hayal olan başka bir silah modeli mucidinin bile farkına varmadığı şekilde ortaya çıkıyordu.
Yer çekimine karşı koyabilecek uzay araçlarının tasarımları yapılmış ilk modeli 1935 yılında test edilmişti.
En başarılı test 1939 yılında yapıldı.
İşgal edilen Avusturyalı bilim insanının tasarladığı uçan daire yerden yükselmeyi başarmıştı. Savaşın kaderini değiştirecek silah bu uçan daire çalışmalarından esinlenerek ortaya çıkarıldı. İlk kıtalararası balistik füzenin yapılması emrini bizzat Hitler vermişti..
Gerekli kaynak sağlanmış, uygun bir alanda fabrika kurulmuş ve tasarlanan modellerin deneme fırlatmaları yapılmaya başlanmıştı.
Ancak yolunda gitmeyen şeyler oluyor füzeler ya kısa mesafede düşüyor ya da yönlendirmek mümkün olmuyordu.
Başarısız da olsa bu denemeler İngiliz keşif uçakları tespit etmişti.
Kısa sürede bir hava saldırısıyla fabrikayı yerle bir ettiler.
Fabrika yıkılsa da gizli çizimler ve projeler kurtarılmıştı.
Fabrikanın yeniden kurulması için gözden uzak bir yer aranmaya başlandı.
Eski bir maden en uygun yerdi, çalışmalar başladılar kısa sürede yeni füze fabrikası inşa edilerek çalışmalara başladılar..
Aralıksız deneme fırlatmaları sonucunda başarıya ulaşıldı ve dünya tarihin ilk balistik füzesi ortaya çıktı.
İngiliz casuslar bu fabrikanın yerini de tespit ettiler ve ağır bir bombardımana başladılar. Uzatmayalım; Hitler savaşı kaybedince Amerikan özel birlikleri Alman füze sisteminin beyni Von Braun,u gizli bir operasyonla kaçırdılar.
Bütün Nazi geçmişini silip Amerikan vatandaşı yaptılar, NASA’da çalışmaya başladı, Apollo 11 onun eseridir.
Alman bilim insanlarının bir kısmı Sovyetler Birliği tarafından tutsak edildi.
Tutsak bilim adamları Sovyetler Birliğinin uzay projesini bugünkü seviyeye getirdiler.
Bir anlamda hem Amerika hem Rusya bugünkü güçlerini ve uzay teknolojilerini Hitler’e dolayısıyla Almanlara borçlular.
Almanya Avrupa’nın itici gücü ve sanayi devidir.
Dünyanın neresinde olursanız olun mutlaka Alman malı bir otomobille karşılaşırsınız.
Onların 1940’lı yıllarda ulaştığı teknolojiyi biz bugün “bırakın geçmeyi, nasıl yakalarız?” onun hesabını yapmalıyız.
Üstelik namaz kıldıran seccadeyi bile Çin’den alırken…