BEĞENİLME BAĞIMLILIĞI

Günümüzde giderek yaygınlaşan ve kişilerin beğenilme arzusunu karşılayan sosyal medya üzerinde yapılan araştırmalarda kendilerini yalnız hisseden insanların sosyal mecraları sık sık kullandıkları görülmektedir.
Hadi gençleri bir tarafa bırakalım, gerçi gençler de yapıyor ama, özellikle “ununu elemiş rafa koymuş” kişilerin sosyal medya hesaplarına yüklediği, örneğin 50 sene önce çektirdiği bir fotoğraftan sonra kaç kişinin beğendiğini merak ediyorsa, defalarca telefona takılıyor ve az gelen beğenilme sayısına üzülüp beğenilen sayısı arttıkça seviniyorsa o kişi ya da kişiler beğenilme bağımlısı olabiliyor deriz.
Bu konuda nörolog doktor Mehmet Yavuz’un yazılı medyada yer alan görüşüne göre (20 Aralık 2017 Cumhuriyet Gazetesi) sosyal medyada daha fazla görünür olmak, daha fazla etkileşim almak, kısacası beğenilmek için kendi gerçekliğimizden uzaklaşıyor ve buna bağlı olarak beğenilmenin bedelini de mükemmel ve kusursuz olmak uğruna yaptığımız çabalarla ödediğimizi, hatta normal hayatta çekingen ve utangaç olan kişilerin sanal alemde çok daha farklı bir role büründüklerini açıklıyordu.
Sosyal medyaya bağımlı olmak bir yönde kişileri hayal alemine götürür ve gerçek yaşamdan uzaklaştırır.
Sayın Yavuz’un belirttiği gibi, eğer günde 4 saatinizi sosyal medyada harcıyorsanız bunu zamanla 2’ye daha sonra 1’e düşürmeniz gerekir.
Bu sınırlamalardan sonra hayatınızdaki boşlukları gerçek aktivitelerle doldurmaya çalışın.
Şayet bağımlılığın kontrol edilemeyecek durumlarda olduğu takdirde bir uzmana başvurulmasının sağlıklı olacağını açıklıyordu.
İnternet ve sanal bağımlılığın dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi boyutlara ulaştığını ve birçok ülkenin bunun bir ruhsal problem olduğunun farkına varıldığını ve sanal bağımlılık kliniklerinin açıldığı sayın Yavuz tarafından açıklanıyordu.
Sayın Yavuz’un bu görüşlerine katılmamak elde değil.
Bizi hayal alemine götüren sosyal medya mecrasını mümkün mertebe sınırlı kullanmaya çalışalım.
Yeni yılın tüm halkımıza sağlık ve mutluluk getirmesini dilerim.