1. Haberler
  2. Sudi Çandır
  3. BANKADA RÖVEŞATA

BANKADA RÖVEŞATA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Topla tanışıklığım 9-10 yaşlarıma denk geliyor.

Bez parçalarıyla yuvarlaklaştırılan bir nesneye tekme atmak heyecanlıydı sanırım.

Ta ki.

Mahallemizin büyüğü Ali emmi gelip “Sizin babanızın kemiğini…

Ali efendimizin kafasını kesip tekme atan kafirleri mi taklit ediyorsunuz?”

sorusunu sorana dek.

Kızarmış kulaklarla ayrıldık o dar sokaktan.

Bilinçaltıma işlemişti belki ve bir daha futbol oynamadım.

Rahmetli amca oğlumun “Galatasaraylı ol Aslanım” telkini ve avucuma sıkıştırdı harçlık ilk transfer bedeliydi.

Bizim Galatasaray taraftarlığımız gün geçtikçe koyu bir renk aldı.

Hemen tüm maçlarını radyoda dinler ve skora göre yüzüm asılır yada yayılırdı.

1980 yıllarının ortasıydı ve Galatasaray Jupp Derwall sayesinde fırtına gibi esmeye başladı. Bir Fenerbahçe maçında 3-0 öndeyken Fenerli bir arkadaşa takıldığımda anladım topun yuvarlak olduğunu.

Maç sonunda arkadaş zili çalıp o meşhur hareketi yapınca ben hırsımı televizyondan çıkardım.

Taksitlerini muntazaman ödediğim televizyonum tıpkı Galatasaray gibi bizim halının çimlerine gömüldü.

Dişten artırarak almıştım, tırnaktan artırarak borçlanıp bir tane daha aldım.

Futbol sevdamın ve kaybetmenin dayanılmaz hafifliğini ağır ödemiştim.

Benim televizyonun taksiti bitmeden bize gol atan Hasan Vezir bize transfer olmuştu. Sonrasında milli maçlar ve Avrupa kupaları hariç izlememeye başladım ve artık hiç ilgilenmiyorum.

Milyon dolarların döndüğü bu sektörün başka bir sömürü şekline dönüştüğünü, insanların asli sıkıntılarını geçici bir süre unutturmak dışında milli ekonomimize hiçbir katkısının olmadığını gördüm.

Milli takımımızın bulunduğu yer 80 milyonluk bir ülke için hiçte gurur duyulacak bir nokta değil.

Arkadaşlarımın heyecanla izlediği bir maçta futbolcu isimlerini duyunca iki yabancı takım oynuyor sandım.

Bu ülkede petrol çıkmıyor, doğalgaz yok, hadi samanı dışarıdan alıyoruz da futbolcu neden yetişmiyor.

Bir takımda 10 yabancı futbolcu olur mu?

“Param var ithal ederim” öylemi?

Hadi araba yapamıyoruz, uçak yapamıyoruz, telefon yapamıyoruz da futbolcu bu kardeşim. Sevmiyorum artık futbolu, bir spordan çok sömürü aracı haline geldi.

Milyonlarca dolarlar havada uçuşsun sonra git Avrupa’ya Çorum kadar nüfusu olan ülkeden bir avuç dolusu gol ye.

2017 yılında tüm dünyada 6.37 milyar dolarlık futbolcu transferi yapılmış, biz bu transferden ne kadar pay alabilmişiz.

Pırıl pırıl gençlerimiz var ama onlara emek verip geleceği kurtarmak için sabrımız yok. Altyapıya ise asla önem verilmiyor.

Müthiş bir potansiyelimiz ama buna karşılık ithalata dayalı bir futbol ekonomimiz var. Geldiğimiz noktada; futbol kulüpleri büyük bir borç batağına girdi, bilinçsiz ve seyirciye yönelik transferler, altyapıya yapılmayan yatırımlar, başarısız sonuçlara rağmen milyonluk arabalarla hava atan konu mankenleri ve yeşil sahalarda göremedikleri röveşatayı banka veznelerinde kredi olarak arayan yöneticiler.

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!