BANA BİR MASAL ANLAT BABA
Babayı doksanlı yılların başından itibaren umut olarak gördük sadece babayı mı gördük değil. Ecevit, Erbakan sırayla umut oldu Özal’lı yılların öncesinde babayı da gördük Ecevit’i de. Evet, zor yıllardı 1970’ler, 1960’lar, 50’ler ve daha öncesi yıllarda zormuş okuduk dinledik. Ben beni bildim bileli, hatta büyüklerim kendilerini bildikleri bileli bu ülkede bir sıkıntı var. Herkes bu sıkıntıyı biliyor, dile getiriyor ama iktidara gelince tersini yapıyor.
Meydanlarda Ecevit’e zam yaptı diye giydiren Demirel iktidara gelince zam yaptı.
Aynısını Ecevit’te yaptı.
“Seçimlerden önce zam yapacak kadar enayi miyim” diyen Özal’da öyle.
Koalisyonlar vardı bir anlamda mecburi birliktelikler, bir anlamda üç kadının tek şişle aynı çorabı örmeye çalışması gibiydi Şimdi hepten koalisyonlara mahkum oldu sistem..
Hayat o zamanda pahalıydı ama bugünün lüksleri olmadığı için lüzumsuz harcamalar yoktu. Tarıma dayalı ekonomide tarımsal ürünler iyi para yapardı ama giyim kuşam çok daha pahalıydı.
Giyilmekten dizleri ve arkası yıpranan pantolonlara ‘süvari’ denilen yamalar yapılıp ömrü uzatılırdı.
Fakir o zamanda fakirdi, zengin o zamanda zengindi.
Dönemsel olarak sistemin zenginleştirdiği insanlar o zamanda vardı şimdi ki Cengiz’ler kadar olmasa da.
Ben beni bildim bileli çalışanlar iktidarlardan şikâyetçidir, ben beni bildim bileli tüm iktidarlar bir öncekini suçlamıştır aralıklarla üçüncü iktidarında ve ya üç dönemlik iktidarlarında.
Bu ülkenin şehirleri değişti, medeniyeti değişti, o kuşak hepten değişti, yaşam tarzı değişti ama garibanın, yoksulun kaderi hiç değişmedi.
Devşirme teknolojiler sayesinde 12 saatlik yolculuklar 1 saate indi, telefon yazdırıp bir hafta sıra beklemeler bitti ama çöpten ekmek toplayanlar bitmedi.
“Devletleşmek zenginlik” dendi dişten tırnaktan artırılıp fabrikalar yapıldı. Kendi arpa tarlasına keloğlan dikip karga kondurmayanlar devletin malını arpalıkları gibi yönetti.
Kamu çok borçlu açık fazla “Liberalizm” tek çare deyip elde avuçta ne var satıldı ama açık daha çok arttı.
Bu ülkede bir sıkıntı var, muhalefetteyken herkes farkında ama iktidar olunca bir haller oluyor. Çay simit hesabıyla gelenler çaya çıra serip sudan bahanelerle günah keçisi arıyorlar.
Ben beni bildim bileli herkes adaletten bahsediyor ama kendi adalet anlayışıyla.
Ben beni bildim bileli bu ülkede karşıt tarafların kavgası bitmedi, insanlar çatıştıkça onların işi kolaylaştı ve taraflar kemikleşti.
Ben beni bildim bileli bu coğrafyada göz üstünde ki kaş için insanlara kıyıldı.
Ben beni bildim bileli sistemin gizli sahipleri mutlaka bir düşman yarattılar ve herkes bu çukura düştü.
Ama ben beni bildim bileli bu ülkenin sıkıntıları aynı emeklisi de, çalışanı da işsizi de, zengini de şikayetçi.,
Sahi sorarım sizlere “Suç biz seçenlerde mi, yoksa seçilenlerde mi?”
Ya da bu kadar karamsar düşünen bende mi?