BAK ŞU GAVURUN YAPTIĞINA
Son günlerde tüm Avrupa’yla, Rusya dahil uzak uzak ülkelerle olan husumetimizin verdiği milli duygularla doluyum.
Şaka bir tarafa Vallahi doluyum.
Kızıyorum, sinirleniyorum..
Hatta elimde olsa üç beş atom bombası…!
Akşam dış güçlerle yatıp, sabah dış güçlerle uyanıyorum.
“Kendime geleyim” diye duşa giriyorum Al işte, karşıma Eski Yunan medeniyeti çıkıyor… “Almıyorum ulan” deyip, banyo yapmaya karar veriyorum ki eski Romalılar.
Bir leğen kurup bahçeye “En iyisi çimmek” diyorum.
Tam leğeni doldurmak için elimi musluğa atıyorum Thomas Gryll adlı pis sakallı İngiliz çıkıyor karşıma.
“Ulan tulumbadan su çekip çimmeyen öyle olsun” diye söylenirken, bu defa Arşimet…
Kâbus, kâbus üstüne…
“Demli bir çay iyi gelir” diyorum…
Çay makinesinin düğmesine basarken içim ‘cız’ ediyor…
Karşımda Thomas Gryll ve elektrik düğmesini bulan John Henry Holmes pis pis sırıtıyor. Neyse Türk İcadı ince belli bardağa doldurduğum çayımı yudumlamaya başlıyorum. Televizyonu açıyorum…
Uydu üzerinden yayın yapan birçok kanalı tek tek dolaşıyorum.
Uyduda, televizyonda gavur icadı.
Yavaş yavaş kanıksıyorum.
Eskiden ailece Graham Bell kullanırdık ama artık devir değişti ‘derken’ Martin Cooper’im çaldı…
WhatsAp’tan gelen mesajı açıp okuyorum, sağ olsun bizim Emrah Yeşilkaya ‘hayırlı Cumalar’ diliyor.
Gülümsedim, ama birden yüzüm asıldı, karşımda Jan Koum isimli Yahudi bir Amerikalı pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.
“Ekmeği kızartma” diye bağırdım mutfağa.
Ha, o makineyi kim icat etti biliyorum, yer miyim?
İran icadı pantolonumu giyip Amerikan icadı fermuarını çekerken öfkeliydim dış güçlere ve kendimi sokağa atıverdim.
İyi halt ettim…!
İngilizce tabelalar, Alman, Fransız, İsveç, İtalyan malı arabalar üstüme üstüme geliyorlar.
“En iyisi deniz” dedim.
Çıktım sahile ve dalgaların o naif sesini dinlemeye başladım.
Bu defa sağdan soldan Suriyeli gençler ve mis gibi nargile kokusu.
İmrendim “Bundan iyisi Şam’da kayısı”…
Çıkartıp telefonumu bir resim çektim, sonra bir resim daha, pat bir uyarı “New Picture” “piçtur ulan piçtur..”
Üstüme üstüm geliyor elin gavuru.
Bir sigara yakıyorum Çin Malı çakmakla ve ilk dumanı çekiyorum, pakette American Blend tobacco…
Hasta olsam korkuyorum.
Ambulans yabancı, anestezi yabancı, ilaçlar yabancı.
Çekemiyorlar bizi her yerimize girdiler.
“Ölek mi ülen” diyorum.
Cenaze arabası yabancı..