ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE REFERANDUM
Hiç unutmam 1969 -1970 öğretim yılında A.İ.T.İ.A’sinde 1.sınıfta öğrenci olduğum sırada haziran döneminde Anayasa Hukuku dersinde girdiğimiz sınavda 1961 Anayasasının özellikleri hakkında sorulan soruya verdiğim yanıtta; 1961 Anayasasına ait ilkeleri dile getirerek bu ilkelerin insan haklarına dayanan demokratik, laik sosyal hukuk devleti olduğunu ve egemenliğin millete ait olduğunu millet bu egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanacağını ve yargı gücünün de yasama ve yürütmeden kesin olarak ayrılacağını ve kuvvetler ayrılığı prensibinin uygulanacağını açıklamıştım.
Bunun yanında 1961 Anayasasında ilk kez Anayasa Mahkemesinin yer aldığını, temel hak ve özgürlüklere geniş bir şekilde yer verildiğini çalışanlara da örgütlenme hakkı verildiğini basının hür olduğunu ve sansür edilemeyeceğini açıklamıştım.
Yine 1986 -1987 akademik yılında TODAİE’de kamu yönetimi dalında yüksek lisans yaptığım sırada Anayasa hukuku sınavında bu kez 1982 Anayasasının özellikleri sorulduğunda anımsadığım kadarıyla 1961 Anayasasına göre temel hak ve özgürlükler ile çalışanların örgütlenme hakları biraz kısıtlandığını açıklamıştım.
Bu kez 1982 Anayasasının bazı maddeleri parlamenter sisteme göre toplumsal mutabakatla değiştirilmiş ve toplum tarafından da kabul edilerek uygulamaya geçilmiştir.
En son değişiklik 12 Eylül 2010 tarihinde referandum yolu ile yapılmış ve 26 madde değiştirilerek kabul edilmiştir.
Bu kez TBMM’sinin aldığı karar gereğince 16 Nisanda yapılacak 18 maddelik anayasa değişikliğine gelince; konunun önemi nedeniyle toplum olarak konuyu yazılı ve görsel medyadan ilgi ile takip etmekteyiz.
Üzerinde durmak istediğimiz konuya gelince ülkenin üzerinde en ağır sorunlar varken yapılacak bu anayasa değişikliğine neden ihtiyaç duyulduğunun açıklanması gerekir görüşündeyiz.
Bunun yanında örneğin; Cumhurbaşkanına neden bu yürütme yetkisinin verildiğini neden Cumhurbaşkanının partili olacağını, neden başbakan ve bakanlar kurulunun kaldırıldığını neden HSK ile Anayasa Mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğunun Cumhurbaşkanı tarafından seçileceğini neden kuvvetler ayrılığı prensibinin dikkate alınmadığı neden milli güvenliğin sağlanmasında meclise karşı cumhurbaşkanının tek başına sorumlu olacağının açıklanması gerekir.
Verdiğimiz bu örnekleri çoğaltabiliriz. Burada önemli olan bu referandumda verilecek evet ya da hayır konusundaki oyların nedenlerini ve niçinlerini özellikle siyasetçilerin topluma ayrıntılı bir şekilde açıklamaları gerekir görüşündeyiz.