ALO BÜYÜKŞEHİR HATTI. ARA BENİ, ÇILDIRTAYIM SENİ
Büyükşehir yasası meclisten tıkır tıkır geçmeye başladı. Meğerse ne muhteşem bir yasa imiş de bizlerin haberi yokmuş.
12 Eylül darbesinden daha ağır sancıları olacak olan bir yönetim şekline geçiyoruz.
Bir ülke düşünün ki yarısı başka sistemle, diğer yarısı daha farklı bir sistemle yönetilsin.
Yeni Osmanlıcılar, Osmanlı’dan kalan 148 yıllık mazisi bulunan il özel idarelerinin bile kapısına kilit vuruyorlar.
Şuan taslak halinde olan yeni Anayasa bittiğinde sistemin dönüşümü tamamlanacak. Yine seçimler olacak ama seninle aynı havayı koklamayanların oyu senin kaderini belirleyecek.
Otelciler odası seçimini, köy odalarında yapacaklar. Yerinden yönetimin yerini, derinden yönetim alacak.
Askeri birlikler, Emniyet güçleri belediye başkanlarının yetkisinde olacak. İleriki safhada buna mahkemelerde eklenecek.
“Olur, mu?” diye sormayın.
Bu ülkede “olmaz” dediğimiz neleri olur hale getirdiler.
12 Eylül darbesinden daha büyük bir darbeyle karşı karşıyayız. 12 Eylül’ün paşalarının bile aklına gelmemişti ‘Belediyeleri kapatmak’.
Bu Yasa Anayasaya kesinlikle aykırı.
Sen orman köylüsüyle, kıyı köylüsünü aynı kefeye koyamazsın. Orman köylülerinin anayasal hakları bu yasayla ellerinden alınıyor.
12 Eylül Anayasasının ikinci bölüm 170 maddesi orman köylüsünü korur. Oysa ileri demokrasicilerin çıkardığı bu yasayla ‘Orman köylüsünün kökü kurur’.
Bu yasa uygulama girdiğinde, Yayla evinde içtiğin kaynak suyunun bile parasını ödeyeceksin.
Köy evlerine kartlı sayaçlar takılmaya başlanacak. Büyükşehirin mahallesi haline gelen Antalya’nın Elmalı Karamık köyü, Van Başkale, Çaldıran köyü İl sınırları içerisinde olduğu için bu yasa gereğince ahırları bile kapatılabilir.
12 Eylül darbecileri seçilen tüm Belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine emekli astsubayları göreve getirmişlerdi.
‘İleri demokrasi devrimcileri’ ise belediyeleri kapatıyor.
Kökten çözüm.
Bu yasadan sonra emlak dâhil tüm vergilerimiz katlanacak. Yapı denetim sistemi tamamen çökecek.
Bangır bangır bağıracaklar ama oy alana dek. Sonra ikinci seçime kadar yüzlerini bile göremeyeceğiz.
Hizmeti daha aktif hale getireceklermiş…!
İmar bütünlüğünü sağlayacakmışlar..!
Yok ya.
İstanbul’un siluetini bozan o yapıları mahkeme iptal etmeseydi görürdük imar bütünlüğünü.
Hizmeti nasıl sunacaklarını ben kısaca anlatayım: Dokuzyüzlü bir hattı arayacak vatandaş. Karşısına şuh sesli bir hatun çıkıp Büyükşehir belediyesine hoş geldiniz” diyecek.
O an Belediyenin kapısından girmiş gibi olacak.
Sonra başlayacak saymaya ”İmar sorunlarınız için Biri, Su arızaları için İkiyi, Eğitim ve kültür hizmetleri için Üçü, Park ve Bahçe sorunlarınız için Dördü, Emlak vergileriniz için Beşi, İlan reklam ve tabela vergileriniz için Altıyı, Mezarlık hizmetleri için Yediyi, Yol, kaldırım sorunlarınız için Sekizi, Aceze yardımı almak için Dokuzu tuşlayın” der.
Vatandaş Mezarlık hizmetleri için yediyi tuşlar,”Mezarlık hizmetlerine hoş geldiniz” der.
Vatandaş kendisini mezardaymış gibi hisseder.
O ses seçenekleri saymaya başlar, “Defin için Biri, mezar kayıt işlemleri için İkiyi, Mezarlık bakımı ile ilgili sorunlarınız için Üçü tuşlayın” der.
Vatandaş İkiyi tuşlar.
O ses, “Rahmetli kadın ise biri, Erkek ise ikiyi tuşlayın”
Biri tuşlar vatandaş.
“Lütfen sinyal sesinden sonra rahmetlinin doğum tarihini tuşlayın”
Tuşlar vatandaş.
“Şimdi de ölüm tarihini tuşlayın”
Tuşlar vatandaş.
Bir süre irtibat kesilir ve o meşhur assolisti duyarsınız,”sistemlerimizdeki yığılma nedeniyle geçici olarak hizmet veremiyoruz. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz”
Vatandaş çıldırır, “Ulan sizin Ananızı, Avradınızı, Sisteminizi, Yedi sülalenizi…” diyemez.
Telefonu ilk açtığında ki, Size daha Kaliteli hizmet verebilmek için tüm konuşmalarınız kayıt altına alınacaktır sözünü hatırlar.
Yani siz bir telefondan bile korkar hale gelirsiniz. Bu düşünceye bizler, “İleri Demokrasi”
Uygulamaya da “Büyükşehir” diyoruz.